Liseden Üniversiteye 97 ~ ortada sıçan ~



Liseden Üniversiteye 97


~~~ ortada sıçan ~~~



~ erikhtonios'tan tros doğdu, troya'lıların kralı.
~ kusursuz üç oğlu oldu tros'un da:
~ ilos, assarakos,tanrılara denk ganymedes.
~ en güzeliydi ganymedes ölümlü insanların,
~ tanrılar kaçırdı onu olympos'a
~ zeus'a şarap sunan olsun diye, 
~ dediler güzelliğiyle yaşasın tanrılar arasında

~ homeros



Mert ve Buğra ile birlikte girdik eve. Cihan’la Elif salonda oturuyorlar. Daha önce görmüştü ama o günkü telaşla Buğra’yı tanıştıramamıştım Cihan’la. Kısmet bu güneymiş. Tahmin ettiğim gibi yavşakça bakmaya başladı çocuğa. 

Gevşek it. Elif’de ilk tanıştırdığımda yaptığı gibi yine şapur şupur öptü Buğra’yı. Beni de öptü, fazladan memelerini de yasladı. Ejderha dövmeli kızın portakalları geldi aklıma. Ne alâka bilmiyorum. 

Mert bana bakıp çenesiyle önce masada duran viskiyi sonra da mutfağı gösterdi. Bardak getir demek oluyor bu. O Zeus ben de saki Ganymedes. Ida dağındaki tüm tanrılara mı içki sunuyordu Ganymedes. 

Buğra’ya da sordum içki ister mi diye. Başıyla evet işareti yaptı. Ortamı anlamaya çalışıyor. Konuşacak hali kalmadı kuzumun. Hizmetlerimi sundum tanrılarıma. Cihan’ın da bardağı boşalmış. Ona sormadım ister misin diye. 

O tanrı değil. Ganymedes sadece tanrılara hizmet eder. Kıl oldu dikti gözünü bana bakıyor. Korktum, mecbur şişeyi alıp bardağının üzerine götürüp baktım ona. Koy der gibi gözüyle bir işaret yaptı. 

İşaret diline geçtik yine. Konuşmaya kimse mi cesaret edemiyor. Sessiz film mi oynuyoruz. Çantamdan bilgisayarı çıkartıp müzik açtım. Saat 11 olmuş. Şimdi birisi yatalım der diye korkudan ölüyorum. 

Aklıma bir şeyler gelse de konuşsam. Konu konuyu kovalasa sabaha kadar sohbet edip içsek. Allah beni Cihan’dan kuzumu da Mert’den korusun. Film izlemeyi teklif ettim. Elif sevindi ama Mert istemedi. 

Evin en küçük çocuğu olması hasebiyle o ne isterse o olduğu için kimse ses çıkaramadı. Ne istiyorsun onu söyle o zaman. Vazgeçtim söyleme. Benim yatalım dememi bekliyorsa daha çok bekler. 

Ben yine çıkıntılık yapıp, mutfakta Buğra’yla film seyredebilir miyiz, dedim. Aslında yatak odasında desem daha iyiydi. Cevap verecek mi acaba. Sinirli baktı. Ama, tamam, dedi. Hayret nasıl oldu da bir isteğimi kabul etti. 

Buğra’nın kolundan tutup götürdüm. Yeni bir şişe viski açtım. Tayland dizisi Make It Right: The Series (2016)’yı açtım. İskandinav ama özellikle Norveç’ten sonra en hoşuma giden diziler Tayland’dan. 

Tabii gay themed olanlar. Dünyaya ve olaylara o kadar naif ve çocukça yaklaşıyorlar ki. Bir de güzel olan oğlanlar. Norveç’lilerden sonra en beğendiğim tipler Thai. Masal ülke krallıkla yönetiliyor ve yeni kralları gay olduğunu açıkladı. 

Kral adam. Biz aynı dünyada mı yaşıyoruz. Ya da thailer uzaydan mı geldiler. O coğrafyanın en fakir ülkesi. Sanırım dünyayı fazla ciddiye almadıkları için. Buğra’yı pek sarmadı dizi. Çocukça buldu sanırım. Anime bebesi, kendi neyse.

Ama nezaketinden seyrediyormuş gibi yapıyor garibim. Ben de işkence etmedim bir bölüm sonra anime açtım. Super Lovers’ın 2. sezonundan devam. Anime olunca ilgisini çekti. İki bölüm sonra Mert geldi.

Yaslanmış kapıya öyle bize bakıyor. Biz de ona. Cihan’la Elif n’olur yatmış olsun. Hatta mümkünse Cihan Elif’in üstüne çıkmış olsun. Eve girdikten sonra neden hiç konuşmadı bu. Sanırım, ben söyleyeceğimi söyledim, bundan sonrası sizde haydi icraata, demek istiyor.

“ Mertcim gel otur bir bardak viski içelim beraber lüffem”

Oturdu, hayret. Buğra versin diye şirin gözükmeye mi çalışıyor anlamadım. Hemen kalkıp bardak alıp doldurdum altın oranda. Buğra’ya koymadım. Böylece onu olayların dışında tutuyorum. Çok akıllıyım. Koyacağımı koydum ben ona. Kendime de koydum.

“ Mert, Buğra bu gece salonda yatabilir mi?”

“ Hani benimle yatıcaktı. Sen de Cihan’la. Bunun için gelmedik mi buraya”

Buğra bana bakıyor. Yardım ister gibi. Edebilsem yardım canımı veririm kuzuma. Zeus’tan izinsiz ölmek bile yasak. Nasıl vazgeçirebilirim diye düşünüyorum ama aklıma bir şey gelmiyor. Ne sersem bir aşığım ben ya.

“ Buğra’ya da bana verdiğin gibi izin versen biraz. Sana yalvarıyorum. Bu gece seninle yatayım çok özledim seni”

“ Siktir lan göt. Özlemiş, birbirinize nasıl baktığınızı görmüyor muyum”

Ben ne dünyadayım o ne. Başladı yine küfürlere. Beni sikilecek götten ibaret gördüğünü mü anlatmaya çalışıyor acaba. Siktir lan göt, bu mu demek. Tamam gidelim içeriye siktiriyim. İtiraz eden mi var. Sadece kuzuma dokunma kıyamam ben ona. 

Buğra’yla birbirimize nasıl bakıyoruz acaba? Mert anlar mı böyle inceliklerden. İstedi mi her boktan anlar. Hiç bir şeye dikkat etmez gibi görünür. Rahatlar kafana göre takılırsın. Hoop yakalayıverir seni en olmadık anda.

“ Allah belamı versin ki özledim. Özlemesem hafta boyunca milyon kere arar mıydım seni. O kadar mesaj atar mıydım. Hem de hiçbirine cevap vermediğin hâlde”

“ Yalanını sikiyim senin… Neyse şimdi… Benim istemediğim ve beni istemeyen biriyle yattığımı gördün mü sen hiç. Sadece denedim sizi. Birbirinizi seviyorsunuz sanırım. Seni rahatça bırakabilirim artık”

Ben de Cihan’ı istemiyorum o neden benimle yatmak istiyor. Rahatladım kuzum kurtuldu. Ama ben battım bu sefer. Çok aç gözlü oldum değil mi. Hem Mert olsun, bonus Buğra. Sihirli bir aşk üçgeni. Hayal işte ama böyle bir şeyi kabul etse bile Mert ne yapacağız ki.

Aynı evde kalmak, beraber film izlemek, içip dağıtmak… Bunlar hepsi harika şeyler. Üç kardeş gibi. Ha bir de teyze oğlu Cihan var. Peki gece olunca nasıl yatacağız. Üçümüz aynı yatakta mı? Pardon unuttum ben Cihan’la yatacağım.


" Rahatça bırakamazsın beni. Sevmiyor musun artık"

“ Sen de kendi çocukluğumu gördüm hep ve yaşadım. Saf, temiz, her şeye inanan. Ama elinden geldiğince ve beceriksizce olsa da bildiğini yapmaya da çalışan. Sonra da tabi kalın duvarlara çarpan. Büyümeye çalışan çocuklar gibi. Kimi zaman gerçekten kızdım. Ama hep sevdim. Senin büyümeni istedim. Hayata karşı güçlü olmanı. Görüyorum ki az da olsa bir yol almışız. Artık bir insana ölümüne bağlı değilsin en azından”

“ Ölümüne bağlıyım sana. Ben çocuk kalmak istiyorum. Senin çocuğun”

“ Çocukluk güzeldir. Ama büyümek gerek. Aynı yerde durursan hep, acılar içinde çürür gidersin”

Bana benim düşüncelerimle vuruyor. Ben söylüyorum bu benim aklımdan geçenleri okuyor. Okuyorsa eğer onu gerçekten özlediğimi de bilmesi gerekmez mi. Buğra şaşkın bakıyor yine bir bana bir Mert’e. Şimdi ne olacak peki.

~~~

Birşey söylemeden gitti odasına kapadı kapıyı. Buğra’yla salona geçtik. Yarın tatil aslında ama film seyredecek hâl kalmadı ikimizde de. Kafayı da tuttum. Sıkı sıkı hem de. Işığı kapatıp kanepeye çöktüm.

Tabi Buğra’da dibime. Mert’in burnunun dibinde başka birinin kokusuyla uyuyamam. Ama öyle tatlı ki uzaklaşamıyorum ondan. O kadar alıştım ki. Ne yapacağım allahım ben ya. Biraz bekleyip Mert’in odasından üstümüze örtmek için birşey almalıyım.

Düzeltiyorum birşey değil birşeyler. Aynı kanepede uyuyamayız. Buğra boynumda uyudu bile. Tatlı ağzından bal tükürükleri göğsüme aktı. İçim gıdık gıdık oldu. Dilim uzansa yalardım onları. Mert uyusun diye bekledim. Buğra’yı yavaşça yatırdım.

Gidip iki örtü aldım. Buğra’nın üstünü örttüm. Anneciği kıyamaz oğluşuna. Ben de koltuğa oturup cenin hâlini alıp sarındım kalın battaniyeye. Buğra’nın üstüne ince bir örtü örttüm.O üşümez nasıl olsa. Isıttı kalın battaniye beni. Kapadım gözlerimi sıcacık.

~~~

Sabah güneşi vurduğunda uyanıverdim. Ben koltukta uyumamış mıydım? Kanepede arkamdan bana sarılan kollarının arasındayım Buğra’nın. Gece nakletmiş beni kucuşuna. Neden sıcacık deliksiz uyudum anlaşıldı.

Bu çocuk her sabah erekte. Soba borusu gibi şeyini dayamış yine popoma. Mert uyanmadan kalkmalıyım Buğra’nın koynundan. Buğra’yla yatmaya başladıktan sonra, yatmak derken beraber uyumak anlamında, hep külotla veya şortla girmeye başladım yatağa. 

Pürüzsüz bacakları bacaklarıma sürtününce o kadar hoşuma gidiyor ki. Oysa gece uyurken çok üşüdüğüm için daha önceleri yazın bile külotla uyumamıştım. Kalkınca kanepeden odasından çıkan Cihan’la göz göze geldik. Önüme baktı. Kapadım ellerimle hemen.

“ Maşallah kalkınca belli oluyormuş ufaklık”

“ Tuvalete girebilir miyim”

“ Ben giricem”

“ Çok sıkıştım n’olur”

Onun odasında banyo yok ortak banyoyu kullanıyor. Mert ebeveyn odasında yattığından onun odasında ayrı banyo var. İçki içip yatınca mutlaka sıkışmış olarak uyanıyorum. Bana bakıp güldü Cihan.

“ Beraber girelim. Sen beni ben de seni seyrederim. Pee fantazi ne dersin. Seninkinin kalktığını bilmiyordum. İstersen sakso da çekerim sana”

Pasifiz diye şeyimiz de mi kalkmıycak. İşerken beni seyredip, ağzına alıcakmış manyak. İstersen iki işi bir arada çıkaralım. Direk ağzına sokup işiyim. Mert’in odasına yöneldim. Sessizce onun banyosuna girdim.

İşimi bitirince duşa girdim. Burda Mert’le yıkanmalarımız ve karıştırdığımız haltları hatırlayınca sıcak su işemek için zor indirdiğim miniği dimdik yaptı yine. Buğra’yı çağırsam mı? Tam soğuk suyu açacaktım ki…

Mert girdi banyoya. Utandım önümü kapadım. Bana bakmadan şortunu çıkarıp yanıma girdi. Apollo hiç inmez şimdi ne yapacağım. En iyisi geyşalık yapmak. Bir şeyle meşgul olmak, olur olmaz seks düşünmeyi önlermiş.

İnanmıyorsanız deneyin. Duş jelini alıp döktüm süngerin üzerine köpürtüm arkasına geçtim. Poposu o kadar güzel ki. Sırtından başlayıp poposuna kadar sabunladım. Acaba arasına da girsem mi?

Öyle değil tabi sabunlasam mı anlamında. Sabunladım süngerle, elim bir anda kontrolümden çıkıverdi. Orta parmağım deliğine sürtünüverdi. Parlak bir uzay taşı gibi. Hem sert hem yumuşacık sanki.

“ Sikseydin bari”

“ Özür dilerim… Elim kayıverdi”

“ Bana bak sen Buğra’yı yapıyor musun yoksa. Bu ne değişikler böyle”

“ Bir kere yaptım sadece. Onun dışında birbirimize oral yapıyoruz sadece”

Sonunda söyledim rahatladım. Ne istiyorsa düşünsün. Nasıl olsa beni istemeyen biriyle yatmam dedi. Ben yaptım diye o da yapmak istemez Buğra’yı. Peki ya Buğra isterse Mert’le yatmayı. Aşık olduğum kişi aşık olduğum kişiyi becerirse, ben ne yaparım.

İkisi de beni becersinler o zaman. Ben Buğra’ya aşık mıyım? Önüne geçtim. Kalkmış şeyi. Bakmamaya çalışarak boynundan başlayıp oraya kadar indim. Elime jel döküp avuçladım. Kemik gibi sıcacık aleti öyle özlemişim ki.

Toplarına inince elim inledi. Fazla uzatmadan bacaklarına indim. Ayakları o kadar güzel ki. Yalamak parmaklarını emmek istiyorum. Sonra yatırsa beni sırt üstü içime girip o da benimkileri emse. Ayaklarını da sabunlayıp duruladım tapılası vücudunu.

İş ilerlemeden çıktım devasa duşa kabinden. Bu arada buraya üç kişi rahat sığar. Neden bu kadar sapıttım ben. Havlu alıp uzattım efendime. Neyse sonunda indi apollo. Ama Mert’inki 60 derece açıyla yukarı bakıyor.

Bana mı bakıyor yoksa. Ben ona bakmıyorum. Bakmadan da görünüyor. O kadar büyük ki. Mert yanıma mı gel demek istiyor. Ömer’de yok. Birini yapmadan durmaz ki. Yapıyor mu birini. Ben de bir havlu alıp popocuğumu kapadım.

“ Bir şey istiyor musun Mert”

Ne kadar yaratıcı bir zekâm var değil mi. Ne istiyorsan yapmaya hazırım alt metinli bir cümle kuruverdim. Zira uzun zamandır içim bomboş, doldursan orayı. Kurulanırken, bana baktı alaycı. Seninle sevişmeyi istemek ayıp mı?

“ Sen bir şey istiyorsun herhalde. Buğra’ya neden yaptırmıyorsun”

“ Senden başkası yapmasın diye”

Bu söylediğime de güldü. Çıktı banyodan. Ben de onu takip ettim, hep olduğu gibi. Havluyu yatağa atıp uzandı sırt üstü, hep olduğu gibi. Yanına yatıp boynuna kafamı koyup gönül çukuruna düşmek istiyorum hep olduğu gibi.

“ Hani Cihan’la yatıcaktın. Safi yalan oldun sen”

“ Cihan’la yatsam ama ben onu yapsam kabul eder mi?”

Kahkahalarla güldü söylediğime. Niye bu kadar komik mi bu. Sabah kendisi söylemişti istersen sakso çekerim diye. Önce sikerim sonra da ağzına yüzüne attırırım. İstiyorsa üzerine de işerim. Kendi dedi pee fantezi diye.

Görsün ibne fantezi nasıl oluyormuş. Durmadı gülmesi ne komikmiş benim Cihan’ı becermem. Yapamam diye mi düşünüyor acaba. Önündeki fil hortumu arkasına girmeme engel değil ki. İsterse yaparken onu önüyle de oynarım. Çekerim kıyağımı.

Beyfendi yatıyorlar şeyi yarı kalkık. Ben sik gibi kaldım ayakta. Çağırsana yanına. Kokunu özledim lan anlamıyor musun. Parmağımı yavaşça kaldırıp kendime çevirdim. Sonra parmağımla yanını gösterdim.

Ne kadar çok gülüyor bu gün. Kral soytarılarına döndük aq. Sonunda sihirli parmağını çengel yapıp oynattı. Atladım yanına. Daldırdım burnumu boynuna. Mis kokuyu içime çekip tuttum nefesimi. Ölene kadar tutabilsem içimde.

“ Sen ciddi misin minik?”

“ Neden ciddi olmayayım. Senden başkasına yaptırmak istemiyorum anlasana”

Bu yalan işte. Buğra yapsın istiyorum. Bunu kendime bile itiraf etmiyorum ama. Bakalım ne cevap verecek ulu efendi bu kreatif teklifime. Gerçi yaptırıcak olsa kendini Mert’e yaptırmayı bırakmazdı Cihan. 

Ama belki bizim ufaklığı kabul eder. Ben de fil hortumunu yemekten kurtulurum. Sürünün bütün kurallarını alt üst ediyorum biliyorum. Elimi önüne atmamak için zor duruyorum. Öpüp yaladım küçük gırtlak çıkıntısını.

Oradan hemen küçük tepenin altındaki derin mi derin gönül çukuruna attım dilimi. Yuvarlanarak düştüm en dibine kadar. Öyle tatlı bir düşüş ki. Bu kuyunun suyu o kadar leziz ki. İç iç kanamazsın doyamazsın şifalı.

Odanın kapısı çaldı. Ben çıktım kuyudan hemen. Havluyu Mert’in aletinin üstüne attım. Mert, gel, deyince Buğra belirdi kapıda. Bize bakmadan elleri önünde bağlı, utanmış gibi yere bakarak. Sıkıştım Elif yıkanıyor da banyoyu kullanabilir miyim, dedi. 

Mert eliyle banyoyu gösterdi. Koşarak gitti kuzum. Kalkıp çişe tutsam mı acaba. Mert sarıldı bana. Buğra geldi ya masus mu yapıyor. Kafasını uzattı Buğra banyodan, duş da alabilir miyim. Al tabi tertemiz sevişiriz üçümüz. 

Kafasını salladı Mert. Sırtını kim sabunlayacak. Biz birbirimizi yıkamaya alıştık ki. Mert’e baktım. Hâlinden memnun gibi duruyor. Ben de sarıldım sıkı sıkı ona. Neyse ki aleti havlunun altında. Gözümün önünde olunca dayanamıyorum.

~~~

Biz havlulara ve birbirimize sarılmış yatarken Buğra çıktı banyodan. Sadece altında bir havlu var. Bize bakmadan duruyor öylece küçücük memiş uçlarıyla. Önemli bir karar arefesinde gibi bebecik suratı olamayacağı kadar ciddi.

“ Ben de gelebilir miyim”

“ Gel” dedi Mert.


Buğra çocuk gibi sevindi. Koşarak yanıma atladı. Mutlulukla bakarken bana Mert incecik ama çelik kollarıyla çocuğu benim üstümden aşırtıp kendi yanına uçurdu. Ortada kalıp sıkışmamı istemedi zâhir. 

Bizim mi onu sıkıştırmamızı istiyor? Ortada sıçan...


≈≈≈

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Liseden Üniversiteye 2 ~ ilk

Sarı Şey 3 ~ bunun intikamını alacam ama

Sarı Şey 17 ~ sorun değil iyi eğlenceler