Sarı Şey 13 ~ yeni bir sayfa açmak istiyorum bana ve ona





Sarı Şey 13



~~~ yeni bir sayfa açmak istiyorum bana ve ona ~~~



Böyle düşe kalka hoplaya zıplaya geçiyor günler işte. Selim durmadan mesaj atmaya devam ediyor veya arıyor. Hiç birine cevap vermiyorum ama devam ediyor uygulamasına. Okuldan çıktıktan en geç yarım saat sonra evde olmam gerekiyor.

Melih, Selim'e çakmaya devam ediyor. Bir de gelip bana anlatıyor. Aletim taş gibi oluyor, kıvranıyorum iki büklüm bütün ders. Melih anlıyor sıranın altından elini atıyor. Birisi görecek rezil olacağız. Onun aldırdığı yok.


İbneliği iyice alenileştirdi. Ben de ittiriyorum elini. Dayanamayıp önümü açmaktan korkuyorum. Sevişebilsek tekrar kafamdan çıkmıyor hiç çünkü. Selim de öyle. Yukarı tuvalete çıkalım diyor bazen Melih. Kendimi zor tutuyorum ama cevap vermemeyi beceriyorum.

Melih'lere gitmem kesinlikle yasak. Bilgisayarı sadece ablam evdeyken kullanmama izin veriyor. Her dakika gelip ekranı kontrol ettiği için ben de açmıyorum. Porno olmadıktan sonra netin benim için bir anlamı yok.

Benimle aynı tür pornoları seven torrent forumlarından tanıştığım arkadaşlarım var. Torrentin karanlık köşelerine sevebileceğimiz bir dosya düşerse hemen birbirimize haber veririz. Kat'a bir FrenchTwinks videosu düşmüş yeni.

Bana mail göndermiş arkadaşlar, ama göremedim tabi. Ben cevap vermeyince Jack telefona mesaj atmış. Yazıştığımız, Texas'tan biri Jack. Kat'da ve GT forumda fenomen bir bilgisayar dahisi bebe. Paralı stüdyo sitelerinin şifrelerini kırıp indirdiği videoları paylaşıyor.

Sapıklığı da had safhada. Onunla bazen müstehcen yazışmalar bazen da skype'da görüşmeler yapardık. Gerçi texas amerikancasını anlamak çok zor ama konuştuğumuz şeylerin çoğu küfür ve seksten ibaret olduğu için alıştım artık.

Hepsi tarih oldu. Özlemiştir kerata beni. Jack'e, internete giremediğimi yazdım. Selim'in fotosunu gönderdim. I fucked it, yazdım. This was fuck me, diye cevap yazdı. Bir de gif eklemiş mesaja. Jack köpek de duruyor.

Kızıl kafanın arkasında, zenci beyaz kırması bir damızlık var. Kolum gibi aletiyle Jack'e çakıyor. Sildim mesajları hemen. Bunun gibi bir çok fotosu ve videosu var ben de. Mail'de duruyordu keşke external'a aktarsaydım.

Bana haber verdiği videoyu çeken FrenchTwinks stüdyosu yeni sayılır. Modelleri baya iyi. Ama torrentte hiç yoktu videoları. Sadece xvideos'da filan tanıtımlarını veriyordu puştlar. Bu arada xvideos'a türkiye'den erişim yasak. Dns değiştirmek filan da para etmiyor.

Ama ben girmenin bir yolunu bulmuştum. Oradan izlemem pek. Sadece neler dönüyor porno aleminde haberdar olmak için bakıyordum. Bütün dünyamı yıktı ablam. Alemden uzaklaştık. Bu yeni dosyanın ratingi devam eder umarım ben indirebilene kadar.

Neyse ki ablamın aklına epostamı patlatmak gelmemiş. İçindekileri görse yanardım. Bunları silmem gerek. Bir yığın torrent adresi. Jack'in kendi çekimi kısa videolar. Yaptığı sapıklıklar beni bile iğrendiriyor bazen o derece yani.

“ Abla bilgisayarı açabilir miyim biraz google'da birşeylere bakıcam”

Açabilir miyim, sadece zarf tabi. Numaradan su isteyip beni dışarı çıkardı. Şifreyi görürüm diye her tür önlemi alıyor. Açtı bilgisayarı ama odadan çıkmıyor. Kitabını alıp yatağıma uzandı. Ekran da kabak gibi karşısında. Bacımı siktiricek sonunda bana, töööbee.

YouTube'a Müslüm Gürses Adını Sen Koy dedim. Koydum videoyu yürürlüğe. Ablam sinir olur arabeske. Ulan bizim öz müziğimiz be. Ben de sevmem o ayrı. Ama düşmanımın düşmanı dostumdur dedim sineye çektim. Kamuoyunun tepkisi gecikmedi.

“ Hani google da birşeyler araştıracaktın sen”

“ İşte araştırdım buldum aradığım damarı”

“ Kapat şunu hemen”

“ Kulaklığı taksam”

“ Hayır dinleme böyle şeyler”

“ Sergey Rahmaninov koysam”

“ Olur tabi”

“ Koyamam ruslarla uçaklarını düşürdüğümüzden beri aramız bozuk. Onlar bize, ben de onlara ambargo koydum”

Bu saçma sapan şeyler ve Müslüm'ün ağır tahribatı altındayken ablamın dikkatini çekmeden maile girip sildim tüm gelenleri. Kapadım bilgisayarı. Çıksa gitse artık odamdan diye gözümü ona dikip bakmaya başladım.

“ Niye bakıyorsun”

“ Dalıp gidiyorum öyle”

“ Neden bir derdin mi var”

“ Evet”

“ Nedir canım anlat bana”

“ Sensin”

“ Bak internette bütün zamanını ve enerjini harcamadığın onun yerine ders çalıştığın için nasıl düzeldi notların. Bu gidişle iyi bir üniversite garanti. Kafan nasıl çalışıyor saçma sapan şeylerle uğraşmazsan. Bizim okula bile girebilirsin. Ata ne yapıyorum sana, hepsi senin iyiliğin için”

“ Beynimi sikiyorsun”

Kitabı fırlattı kafama. Ne de olsa voleybolcu. Hentbolcu olsaymış tam yanmıştık. Kaçamadım, arkamı dönebildim sadece. Ensemde patladı. Kuşe kağıda döşemişler kitabı amcıklar, üstelik ciltli. Beynim sersemledi. Süratinin sülâlesini sikiyim. Çıktım odadan ne olur ne olmaz diye.

Salona zor gittim. Yıldızlar uçuşuyor kafamın üstünde. Camlı dolapta duran babamın freeshoptan yeni aldığı viskiyi açtım. Açmıycaksan ne sikim alıyorsun koduğumun viskisini. Açmazsan açarlar. Kapaktan vurdum bir tane.

Geldi yine kara belâ yanıma. Bakıyor bana ve elimdekine. Annemle babam sinemaya gittiler. Pazar günleri gençliklerinden beri yaptıkları bir âdetmiş. Parayı bana verseler o filmleri bluray bulur yansıtırım tv'ye.

Sinemada film izlemek bir başkaymış, ayy ne kadar geride kalmış hareketler bunlar. El ele de tutuşuyorlardır allah bilir. Kendilerini hâlâ on beş yaşında zannediyorlar. Gerçi annem için doğru sayılabilir bu. Muhtemel babamı o ayartıyordur.

Kalas babamın dünya sinemasıyla filân pek ilgili olduğunu zannetmiyorum. Ben de Esra'yı götürücem sinemaya. Film izlemeye değil ama. Karanlıkta birinin ağzına vermek nasıl bir duygu bunu merak ediyorum.

Alır mı acaba? Kabul etmezse eline veririm. Benim güzeller güzeli sosimi elleyince dayanamaz açar ağzını. Her konuda herkesle rekabet ederim. Bir şekil yapar üstün gelirim. Ayıyı bile yıldırdıktan sonra kendime güvenim tam. Okulda herkes bana tırsarak bakıyor artık.

Melih'in çok hoşuna gidiyor bu durum. Herkesin korktuğu birini becermek mi hoşuna gidiyor acaba puştun. Ama aletim konusunda çok hassasım. Küçükmüş, filan derse Esra, sinemada cinayet işlerim. Önceden uyarsam mı onu acaba. Esra çok düşünceli ve ince bir kızdır zaten.

Beni kızdırıcak bir şey yapmaz o. Canının kıymetini biliyorsa... Ablam elimden aldı şişeyi. Suratıma ters ters bakıp yerine koydu. Elimle enseme bastırdım. Çok acıyor, acımasız kancık. Bundan sonra kimseden dayak yemeyeceğim diye bir lâf ettik.

O günden beri hiç durmadı eli. Bu kızın bir açığını bulup şantaj yapmam gerek. Ama yok işte ne açığı ne kapalısı. Okul dışında evden dışarı çıkmıyor, beni de çıkartmıyor başımda hep. Üç haftadır şu veya bu şekilde boşalmadım. Patlamak üzereyim.

≈≈≈

Öğlen tatilinde Melih'le evde sabah kahvaltısı yapamadığımız için, okulun bahçesinde breakfast ve lunch'ı birleştirip brunch yapıyorduk. Artık sınıfta Melih'le yan yana oturuyoruz. Yalnız kurt dönemlerim geride kaldı.

O da bu iyiliğime karşılık öğlen yemekleriydi, okul çıkışı aceleyle sahilde bira ısmarlamaktı... Bu ve buna benzer hizmetlerini eksik etmiyor. Azıcık daha zamanımız olsa kayalıklarda oral yapacağız ama biraz geciksem hemen arıyor cepten ablam.

Biz brunchı bitirince Melih bir ev hanımı edasıyla kurduğu sofrayı topladı çöpleri atmak için gitti. İki tane kahveyle döndü. Erkeğine nasıl da bakıyor. Ama biri daha bana bakıyor. Esra geldi. Biraz konuşabilir miyiz? deyip direk Melih'e baktı.

Melih bozuldu. Kahvelerin birini bana diğerini Esra'ya verip gitti. Ne ince ve düşünceli bir çocuk. Yanıma oturdu Esra. Konuşmuyor. Ben de bana attığı mesajlara cevap vermediğim hatta açıp ne yazdığına bile bakmadığım için suçluluk duygusundan ne diyeceğimi bilemiyorum.

“ Ata ne oldu neden hiç cevap vermiyorsun mesajlarıma. Okulda da kaçıyorsun sanki benden. Bir şey mi yaptım sana bilmeden”

“ Telefon numaram değişti”

“ Çaldır yeni numarandan o zaman kaydedeyim”

“ Tamam numaram değişmedi, Esra özür dilerim. Hayvanın tekiyim ben. Hafta sonu seni Şahan'ın yeni filmi Osman Pazarlama'ya götürsem affeder misin beni. Tabi ablamdan izin alma kısmı sana ait”

“ Herşeyle dalga geçiyorsun. Sinema teklifin de şaka değildir umarım”

“ Ciddiyim”

“ O zaman affedildin teşekkür ederim”

≈≈≈

Aslında film seyretmeyi çok severim ama sinemaya gitmek çok saçma ve pahalı bir eylem bana göre. Karanlıktayken seks hayatımız başlarsa daha kolay olur diye düşündüm. Romantik bir adım kızların başını döndürebilir.

Esra oldukça esrarlı bir kız. Belki bütün kızlar biraz esrarlıdır. Bu güne kadar Esra dışında hiç bir kız ilgimi çekmedi. Bir kızı çırılçıplak görsem kafamı çevirip bakmam bile. Ama Esra'yı çırılçıplak görsem bakarım.

Göğüsleri sanırım elma büyüklüğünde. Sıktırmak isterdim onları. Uçlarına sürttürmek. Poposuna hastayım. Küçücük çok hafifçe dışarı çıkık. Teni bembeyaz. Saçları açık sarı. Mangalardaki enfes ukelere benziyor sanki.

Asıl ilgi alanım çakması değil aslı tabi. Araya giriyor sadece Esra, imkânsızlıklardan. Bilmiyorum kafam çok karışık. Sadece kızlardan hoşlanıyor olsaydım da çok sınırlı sayıda kızdan hoşlanırdım. Erkekler için de aynı şey. Lânetliyim ben.

FinAir'in, Helsinki Oslo uçuşunda çakmak isterdim ona. Sonuçta ikimiz de sarışınız. Öz vatanımız Estonya. Orda da çakmak isterdim ona. Esra'nın mesajlarına bakmadan sildim hepsini. Yeni bir sayfa açmak istiyorum onunla bana.

Akşam odamda boş boş otururken yine mesaj geldi Esra'dan. Snapchat saçmalığını kullanan bir o kaldı. Odasında otururken kedisiyle özçekim yapmış. Kedisinin adı da fındık. Amına kodumun kedisi ekrana da bakmış.

Esra, seni o fındık gibi kucağıma oturtup kırarım kabuğunu yerim... Resmin ortasına bant atıp. Biz ders çalışıyoruz sen? yazmış. Seni düşünüyorum birazdan otuzbir çekicem yazıyordum, vazgeçtim. Çünkü imagination sıfır ben de kimseyi düşünerek otuzbir çekemem.

Buna da cevap vermezsem çok ayıp olur. Ama sevmiyorum seks dışında insanlarla mesajlaşmayı. Saçma geliyor. Ben de ablamın odasına gidip ayıcığını aldım. Şaşırdı ablam arkamdan geldi. Ayıcığı kucağıma alıp sarıldım. Selfi yaptım, gülümseyerek hem de.

Biz de ders çalışıyoruz, yazdım banta. Ablam hemen elimden aldı telefonu. Esra'nın gönderdiği resmi görünce yüzünde güller açtı. Benim gönderdiğim mesaj pek hoşuna gitmedi ablamın. Sanırım ayıcığa sarılış şeklim ve yavşakça gülmeme kıl oldu.

~~~

Perşembe akşamı Esra'ya ablamı arattım. Ata beni sinemaya götürmek istiyor izin verir misiniz? demiş. Ablam tabi ki kabul etti. Ama benim sormam yerine Esra'ya aratmama çok kızdı. Böyle yaratıcı buluşlarımı benden başka anlayan yok. Değişiklik benim karekterimdir.

Cuma günü okulda yanıma geldi Esra. Melih anladı gitti yine. Cumartesi günü sabah saat 10'da buluşalım, dedim. Saati biraz erken bulduğunu belirtti. Ben geri adım atmadım ilk seansa girmek amacındayım.

Çünkü mümkünse sinema salonunda bizden başka kimse olmasın istiyorum. Akşam üzeri teyzemler bize gelecekler de, dedim. Oysa teyzem Ankara'da. Benim ailesine, aile bağlarına bu kadar bağlı biri olmam duygulandırdı onu herhalde. Gülümseyerek baktı bana.

“ Gönderdiğin fotoğraf çok komikti”

“ Teşekkür ederim. Benim ayıcığım o, hiç ayrılmayız. Ona sarılıp uyurum. İyice bastırırım kendime. Bazen de bacaklarımın arasına sokarım…"

Ben konuşmaya devam ederken gülmeye başladı. Benim esprilerimi anlıyor severim zeki insanları. Bir de kızlara aptal derler. Evet aptallar ama içlerinde zeki olanlara da rastlanıyor. Yarın sinemada benim ayıcığım olur musun Esra?

Bacaklarımın arasına girip çözer misin o incecik parmaklarınla pantolonumun önünü. Sosisimi öper misin? Hadi lütfen kırma beni. Boşalmam gerekiyor. Elimde senden başka eleman kalmadı. Ablam hepsinin iş akitlerini feshetti.

Sen de yapmazsan sinemada bomba gibi patlayacağım. Her taraf döl olucak. O kadar birikti ki içimde. Sonuçta olan yine sana olucak. Üstün başın batacak. Beni sen patlat. Mümkünse ağzının içine, ortalık batmasın. Temizlik imândan gelir.

~~~

Ertesi gün ablamın bu güne kadar verdiği en yüksek meblağ olan 150 ₺'yi görünce gözlerim yerinden fırlıyordu. Ben bu kadar parayı bir arada görmedim. Yanında bulunsun, dedi. Bulunsun tabi de neden her zaman bulunmuyor.

Erkekler kızlarla beraberken kullanılan bir şey mi bu para. Kızlar parası olan erkeklere versin diye mi buldu Lidyalılar parayı. Sinemaya gitmek yerine bira içmeye mi gitsek. Kaç bira alınır bu parayla? Sarhoş olur denize işerdik.

Pardon kızlar açık alanda işemezler. Estetik olmuyor yere eğilip koyuvermek. Neden cinsel organlarımızdan işiyoruz? Başka bir organ yapamazlar mıydı? Bunu da çok merak ediyorum. Babama sorsam eminim çakar bir tane.

Ne kadar şiddet sever birisi. Bana da ondan geçmiş. Birine vurduğum zaman boşalıyorum. Orgazm gibi ama daha değişik bir şeyler oluyor. Bir taksiye bindim, Esra'yı almaya gidiyorum centilmen beyler gibi. Taksiciye gıcık oldum.

Kalas gibi ensesi var. Bunun gibi ensem olsa, ablamın attığı kalın kitap canımı yakamazdı o kadar. Taksiciyle dövüşsek kesin marizler beni. Ben neden bu kadar zayıfım ya. Neyse ki güçlüyüm sıkletime göre.

Benimle kavga edenler potansiyel dayak atılacak narin bir şey zannederler, ilk yumruğumu yiyince nasıl da amcıklaşıyorlar. Buna bayılıyorum. Şaşırtmak insanları eğlendiriyor beni. Kısmetse Esra'yı da şaşırtacam sinemada.

İşte bu sahneler için yaşıyorum ben. Şu taksiciye de arkadan bir tane koysam kaza yapar mıyız? Bunu göze alabilir miyim bilmiyorum. Ensem hâlâ acıyor. Ben de bu ayının ensesini acıtmak istiyorum.

“ Kaskosu var mı abi arabanın”

“ Var tabi eşek yüküyle para ödüyoruz”

“ Abi araba senin mi”

“ Allaha şükür”

Geldik Esra'ların evini önüne. Dışarı çıkıp amerikan filmlerindeki gibi camdan ödedim parayı. Böyle değişiklikler yapmayı seviyorum havalı oluyorum gibi geliyor. Çok çekici bir ensen var abi, çakacıktım bir tane ama araba seninmiş elim ağırdır, kaza filan yaparsın diye kıyamadım milli servet sonuçta, deyip hızla uzaklaştım.


Arkamdan bağırıyor, ne küfürler. Yaratıcı bir adammış. Dönerken de ona rastlasak da Esra'yla tanıştırsam. Beni böyle strese sokan Esra'nın babası. Yoksa böyle saçma şeyler yapmıyorum her zaman.

İnsan strese girince o stresten kurtulmak için başka stresler yaratırmış. Sarmal büyürmüş giderek, ablam öyle diyor. Bilmiyorum ben anlamam böyle şeylerden. Sinemaya gidecekseniz gelsin bir göreyim çocuğu, demiş Esra'nın babası.

Bir, ben çocuk değilim. İki, beni görünce ne olacak. Öyle insanlara bakınca sapık mı değil mi anlaşılmıyor. Boşa uğraş. Ayrıca ben zaten sapığım. Tanışsan da tanışmasan da sonuç değişmeyecek.

Babaları sevmiyorum korkutuyorlar beni. Baba, bunlar hep senin ve şiddet yanlısı tutumların yüzünden. Şiddeti seven ve babalardan korkan birisi yaptın beni. Adam iri yarı bir tip değildir umarım.

Gıcıklık yaparsa çakarım çenesine bir tane. Kapıyı çaldım. Albino gibi bir adam açtı kapıyı. Mavi gözlü bebek suratlı bir şey. Kapıyı da evde bu açtığına göre kılıbık bir şeydir. Tam dişime göre. Babamdan sonra kolay lokma.

Biraz sonra annesi geldi, içeri davet etti. Çok güzel ve genç bir kadın. Esra'nın ablası gibi bir şey. Yani tek çocuk olduğuna göre Esra'nın ablası olamaz. Ben içeri girmek istemiyorum. Bu heyecanla mutlaka içerde yapılmaması gereken bir şeyler yaparım.

Bir an önce buradan kurtulmayı düşünüyorum sadece. Annesi yanağımı okşadı. Oha elleri ne kadar da yumuşacık ve küçük. Nerdeyse sertleşicem o derece yani. Ben Esra'yı bırakıp annesini mi götürsem sinemaya.

Yapılan araştırmalara göre kadınlar 30 yaşından sonra hele de anne olduktan sonra, sekse daha düşkün oluyorlarmış. Beni mutlu ederdi. Şimdi Esra bu işlerden anlamaz. Bin dereden su getirir siktirik bir oral için.

~~~

Esra, Şahan'ı sevmiyormuş. Osman Pazarlama'ya girmeyelim, dedi. O bize girsin, dedim. Bu defa gülmedi. Hatta kızgın baktı bana. Uzatmadım ilk buluşmamızda tartışma çıkmasın. Ama şimdi aşk filmi filan ızdırabı da çekemem. Kötü Kedi Şerafettin filmine bilet aldım.

Sonuçta erkek olan benim. Benim dediğim olur kızım havası yarattım, bir şey demedi. Esra, iyi kız aslında. Ama arada arıza çıkaracak tabi. Yoksa ilişki monotonlaşır. Kız çocuklarının çoğu, yaşları ilerledikçe annelerine benzer, onlar gibi olurlarmış.

Bence bir sakıncası yok. Annesi de Esra gibi bir tip, kadınsı değil çok. En arka sıradan aldım bileti. Ama yine yanlış strateji uygulamışım. Aşk filmine bilet alsam 11 seansı bomboş olacaktı. Bu çizgi film, salon bir sürü veletle dolu.

Sabah sabah uyumaz mı bunlar ya. Biz buraya ne amaçlarla geldik. Şirinler doldurmuş salonu, bunların yanında bir bok yapılmaz. Görürlerse ahlâkları bozulur. Ben ahlâki değerlerle büyütülmüş bir çocuğum. Onların da öyle büyümeye hakları var.

Kimsenin hakkını yemem. Onlar benimkini yesin.

≈≈≈

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Liseden Üniversiteye 2 ~ ilk

Sarı Şey 3 ~ bunun intikamını alacam ama

Sarı Şey 17 ~ sorun değil iyi eğlenceler