Sarı Şey 17 ~ sorun değil iyi eğlenceler






Sarı Şey 17



~~~ sorun değil iyi eğlenceler ~~~



Massimo'nun yörüngesinde bahçeden odasına gidene kadar bir saat geçti gibi. O kadar uzun geldi. Çünkü ne yapacağımı bilemiyorum. Bir yere girmem gerek çatlamak üzere sosisim. Nereye girmek istediğim de belli.

Sorun Massimo'nun sosisli yiyip yemediği. Böyle bir şey de sorulmaz ki. Keşke profesyonel ahçı annesine danışsaydım. Kervan yolda düzülür, demekten başka çare yok. Ah bir düzebilsem. Odada yalnız kaldık sonunda. Göz göze geldik.

Ama gözlerinde sevinme veya başka bir duygu belirtisi yok. Benden daha umursamaz biri de varmış demek. Ay kıçımın prensi ya amma da nazlı. Masanın üzerinde macbook duruyor. Benim kullanamadığım bilgisayarım İstanbul'da yatıyor.

Keşke harici diskimi getirseymişim. Massimo'ya hayatında göremeyeceği kolajları izletirdim. Bilgisayarı açalım mı, dedim. Açtı, yine hiç bir şey söylemeden. İçerden gidip bir sandalye daha getirdi. Tam oturacaktı ki, sonunda konuştu.

“ Mayom ıslak ben değiştiricem, sen de kuru bir şort ister misin”

“ İsterim”

Sesi ve kırık konuşması o kadar güzel ki. Onun sesini dinleyerek bile otuzbir çekebilirim. Benim şort zaten kurumuştu ama bilerek evet dedim. Dolaptan iki tane şort çıkardı birini bana verdi. Ben de hemen çıkardım altımı onun yanında.

Şaşırdı önüme baktı. Neyse ki kalkık. Gözleri büyüdü. Ulan öyle göz büyütecek bir şeyimiz yok ama ilk defa canlı görüyor saftirik sanırım. İçeri gidiyordu, sen de burda değiştir benim gibi, dedim. Neyse ki söylediklerimi yapıyor.

İndirdi şortunu, ama mayosunu çıkarırken arkasını döndü. Buna da şükür. Küçücük çikolata poposu ısırmalık. Zonklamaya başladı artık sarı şey. Çıldırtıyor beni. Hızlıca giydi şortunu. Ben öyle çıplak kalınca utandım.


Sapığım ama bir teşhirci değilim sonuçta. Giydim ben de verdiği şortu. Bir şey yapmış olmak için bu defa tişörtümü çıkarttım. Tişört aldı değiştirmek için. Üstündekini çıkarınca hemen yanına gidip tuttum elini.

“ Giyme, böyle kal n’olur"

Neyse ki kaldı öyle. Memeleri karşımda. Saldırmamak için zor tutuyorum kendimi. Esra'nınkileri de görmek isterdim ama hevesi yok bu işlere. Arzu ve istek olmazsa hayat çekilmez bir çöle döner Esra. Mesaj olarak atsam mı bunu acaba?

Massimo yine konuşmadı. Anlamsız baktı bana. Umursamazlık mı bu yoksa olan biteni mi anlamıyor. Ben de anlamıyorum. Ama büyülenmiş olduğumu biliyorum. Aklıma tek gelen Melih'in bana uyguladığı yöntemi denemek.

Oturduk bilgisayarın başına. Kalite bir porno video bulmalıyım. Süt gibi kılsız kassız young twink dışında erkek vücudu mide bulantısı yaratır ben de. Ama gerçek twink teen videoların olduğu online sitelerin çoğu yasaklı. İnternette yasak mı olur la.

Öyle DNS değiştirmek filan para etmiyor. Tek çözüm VPN. Baktım safari tarayıcı var bilgisayarda. Bu iş görmez. Klavyede harikalar yaratan ellerimi izliyor şaşkın. Parmaklarımı o çikolata çukuruna daldırmak istiyorum.

“ Porno açayım mı?”

“ Annem kontrol ediyor bilgisayarı”

“ Orasını bana bırak iz kalmaz. Yeni bir tarayıcı yüklerim. İşimiz bitince sileriz”

Her yöntemi bilirim. Konu net ve porno olsun yeter. Ablama sökmedi gerçi. Bilgisayarda yapılan herşey bir iz bırakırmış. Bilgisayar dahisi diktatör. At izi it izine karışmış bilgisayarımda buldu hepsini. Beni de ite çevirdi at kız.

Neyse, hemen içinde VPN'si de olan bir tarayıcı yükledim. VPN'yi etkinleştirdim. Asian twink teen pornoları olan bir siteden ürkütmemek için sadece blowjop temalı güzel bir video bulup açtım.Gözlerini kocaman açtı.

The video which starts with direct action is beautiful. Aletini yalatan bebeninki kolum gibi. Ben de bundan isterim derse Massimo yandık. Melih'i çağırmak gerek. Nefes nefese seyre daldık. Eliyle önünü düzeltti.

Dayanamıyorum atacam elimi. Yavaşça kolumu koluna değdirdim. Çeker gibi yaptı. Tekrar değdirince o da yasladı. Kolumu meme ucuna kadar ona bakmadan sürüdüm. Sürüdüm ne la? Yanıyoruz ikimiz de.

Erkanda diz çökmüş bebe gözlerinde yaşlarla dilini çıkardı. Ayaktaki dilinin üstüne önce yavaşça sonra döver gibi vurmaya başladı keser sapı gibi şeyini. Baktım yandan ağzı açıldı Massimo'nun. Doğru zaman.

Yavaşça eğilip boynuna bir öpücük kondurdum. Bir şey yapmadı. Yalayarak memesine kadar gittim. Ucuna kısa bir dil attım. Önce irkildi kaçar gibi yana çekildi. Emmeye başladım. Gevşedi bana doğru.

Ağzımın içi süt doldu. Ekrana baktım alttaki çocuğun suratına beyaz kıvamlı sıvı yağmuru başladı. Gözlerini kapatıp yüzünü ekşitti. Baktım Massimo'da aynısını yapıyor. Komik velet. Tüm utanmazlığımı ve umursamazlığımı harekete geçirerek elimi bacaklarının arasına attım.


Tahmin ettiğim gibi ve demir gibi. Massimo dondu kaldı. Gözlerini açamıyor şaşkınlıktan. Şortun içine soktum elimi. Sımsıcak alet elime hiç yabancı gelmedi. Benimkinin boyutlarında. Bu iyi eşitliği severim. Ben şortunu sıyırırken poposunu kaldırdı.

Çıkar demek oluyor bu. Çıkarıp dizlerinin altına itiverdim şortu. Çikolatalı kaymak gibi vücudu titretti beni. Bu defa sadece blowjob olmayan yeni bir video açtım. Massimo'da gözlerini açtı. Sanki elim şeyinde değilmiş gibi aptal aptal seyretmeye başladı filmi.

O seyrederken yere diz çöktüm bacaklarını açtım iki yana. Önce incecik baldırlarını öpüp yaladım. Mis gibi kokuyor teni. Aleti çikolata çubuğu gibi duruyor dimdik. Ucuna bir öpücük kondurdum. Yaladım, ağzıma soktum başını emdim.

Sonunda dibine kadar daldırdım ağzıma. Başı boğazıma değince öyle bir titreyip inledi ki. İki eliyle kafamı tuttu. Kafamı indirip kaldırmaya başladı. Puşt resmen sikiyor ağzımı. İnlemeleri öyle bir arttı ki gelmesin diye çıkarttım ağzımdan hemen.

Kalktım tekrar oturdum yanına. Ama bir elim aletinde bırakamıyorum onu. Elini alıp şortumun içine soktum. Öyle ölü gibi duruyor. Oynasana ulan. En eğlenceli, en bulunmaz oyuncak işte. Dikti kocaman açıp gözlerini gözlerime yine.

Ne yapacağımı şaşırdım. Ama Melih'in açtığı yolda ilerliyorum korkusuzca. Black swan boynuna yapıştım. Denizin tuzu, onun tadı birleşti ağzımda. Kendimden geçtim. Sıkı vücudu yine gevşedi. Bırakır gibi oluyor kendini bana, sonra görünmeyen kasları gerildi.

İçten içe hissettirdiği gücünden etkileniyorum. Aslında herşeyinden etkileniyorum. Bu ben değilim. O kim anlayamıyorum. Kimse beni böyle yapmamıştı. Kendime engel olamıyorum. Ayağa kaldırıp, yatağa doğru ittim yavaşça, onu ürkütmekten korkarak.

Hiç bir şeyden korkmayan, daha doğrusu ne olacağını hiç düşünmeyen ben, Massimo'nun meraklı bakışlarında başka biri oldum sanki. Sırt üstü yatırdım hızlıca bileklerindeki şortunu sıyırdım. Ellerini göğüslerinde birleştirdi beni seyrediyor.

Ceylanımı ürkütmeden bir çıta gibi yavaş ama kararlı üstüne çıktım. Yapıştım dudaklarına. Bu defa o da ne yapacağını biliyor. İncecik bacaklarını kaldırdım. Elime büyük bir tükürük koyup deliğine sürerken, bağırdı.

“ Dur!”

“ Tamam sakin... Durdum”

İtip beni kalktı ayağa. Ben de arkasından kalkıp karşısına geçtim. Boynunu büktü yere bakmaya başladı. Ben gözümü alamıyorum ondan. Çok hızlı mı gidiyorum. Bundan korkuyordum işte. Ya git derse şimdi bana.

Nasıl giderim bu harika şeyi burda bırakıp. Ne yapacağımı şaşırdım. İkimiz de ayakta kalakaldık. Öylece sessiz ve hareketsiz duruyor. Kokusu burnumda hâlâ. Omuzunu tuttup hafifçe. Yine kendime çektim.

“ Neden kızdın”

“ Oramı elleme bir daha”

Ellemeden direk girsem. Korkuyor haklı olarak. Bu işte Melih kadar başarılı değilim sanırım. Ya da Massimo benim kadar meraklı değil. Önüne daha doğrusu arkasına gelen fırsatı tepti. Şimdi ne demeliyim.

“ Sevişsek ister misin”

“ Ben kız değilim ona göre yapıcaksak olur”

Kafamı salladım. Bu da mı takacak bana acaba? Benim acilen Esra'yı ikna etmem gerekiyor bu işler için. Ya da Selim'i çağırmam. Selim de bir yapışırsa bırakmaz başım belaya girer. Ablam da bana girer.

Girmeyin lan istemiyorum ibne olmak ben. Yatağa doğru yöneldim. O da geldi omuzlarımdan tutup yavaşça itti. Sırt üstü yatırdı beni. Kız olmadığı anlaşıldı. Dizlerinin üstünde, üstümde ilerlemeye başladı ağzıma doğru.

Filmdeki çocuk gibi aletini tutup yüzüme vurmaya başladı. Eliyle yanaklarımı sıkıp ağzımı açtırdı. Dilimi çıkardım. Dilime vurmaya başladı bu defa. Taklitçi kerata. Sonra soktu dibine kadar. Midem bulandı öksürmeye başladım.

Biz ne düşlerle girdik bu odaya. Velet ne çıktı amınakoyım. Başımı iki eliyle tutup tekrar dudaklarıma dayadı aletinin başını. Açtım mecburen ağzımı. Sokup dilimin üstünde gidip gelmeye başladı.

Köpek gibi hızlandı ağzımın içinde. Elini alıp benim alete götürdüm. Çekti elini. E ne bu sen kız değilsin de ben kız mıyım oğlum. Son bir hamle ile bu işi bir sonuca bağlamalıyım. Yoksa gururum ufacık bebenin altında paramparça.

“ Sen de alsana ağzına”

“ İstemiyorum ben”

“ O zaman ben de istemiyorum”

“ Fimdekiler gibi yapsak ister misin?”

“ Kim yapıcak”

“ Öğretirsen ben yaparım”

Bunu söylerken eliyle tutup bana doğru salladı bir de aletini. Bu fazla erkek çıktı bana uymaz. İnsanın azıcık tipiyle uygun karakteri olması gerekmez mi. Bi de öğreticekmişim siksin beni diye. Ne uyanık çıktı bu velet ya.

“ Ben de yaparsam olur. Yoksa yaptırmam”

“ Olmaz”

“ İyi o zaman ben kaçar”

“ Hadi be boşalıyım hiç olmazsa”

“ Anladık da ben ne olucam”

“ Elimle oynasam gelemez misin”

“ Ben içine girmek istiyorum”

“ İbne değilim”

“ Ben ibne miyim lan puşt”

Cevap veremedi. Kalktım yataktan bacaklarının arasından. Suratı düştü. Kendi şortumu giydim. Yatakta dizlerinin üstünde eli şeyinde kalakaldı. Gidiyorum ama dur demiyor. Aslında gitmek istemiyorum. Gözlerini dikti bana.

“ Küfür için kusura bakma. Ağzımdan kaçtı. Sileyim tarayıcıyı da gideyim mi ben”

“ Gitme”

“ O zaman şortunu giy. Gel nette bir şeyler yapalım”

“ Madem istemiyordun neden açtın o filmleri”

“ İstiyorum ama karşılıklı olursa”

“ İyi tamam ama sadece ağzıma alırım”

Ağızdan lâf bir defa çıkar. Hemen çıkardım şortumu. Umutsuzluktan inmiş alet. Ulan inince de öyle küçük görünüyor ki. Yanına gidip yatağın üstüne çıkıp dayadım ağzına. Ağzında kayboldu. Ölü gibi duruyor Massimo'da.

Ben ayaktayım o dizlerinin üstünde şeyim ağzında suratını ekşitmiş, güzel gözleri bana bakıyor. Onu yapamayacak olmak bütün hevesimi kırdı. Kalkmıyor ne yapsam. Nerden aldım başıma bu belayı ben. Bırakıp gidemiyorum da.

“ Massimo azıcık dilinle oynasan”

Eli hâlâ dimdik duran aletinde bana bakıyor salak salak. Biraz git gel yaptım tık yok. Sinirden deliricem. Ömrü hayatım boyunca indirmek için uğraştığım şey en olmadık zamanda patlayan balon gibi söndü gitti. İyi tamam lan n'apıyım.

Eğilip vurdum omuzlarına yığıldı yatağa çıktım üstüne dizlerimin üstünde. Avucumu uzattım ağzına, tükür, dedim. Hevesle ağzında uzun uzun topladı tükürüklerini. Kocaman bıraktı avucuma. Sürdüm arkama.


Parmağımı soktum. Emdi sanki cup diye girdi. Oho dünden razıymış popom. Başını dayadım deliğime. Yavaşça oturdum yine cup diye giriverdi başı. Sıcacık, çıkarıp tekrar oturdum. Çok kalın ve uzun olmadığından dibine kadar oturuverdi içime.

Sızısı geçene kadar bekledim öylece. Demin küskün bakan gözleri odadaki bütün ışığı emdi. Parlıyor ışıl ışıl. Kalkıp tekrar oturdum. Tekrar kalkınca ben, belini yükseltip indirmeye başladı. Suratına da bir gurur ifadesi oturdu.

İyi sevin bakalım ne yaptın ettin oturttun kucağına sonunda. Yalnız alet de içime öyle güzel oturdu ki. Baya bir zevk almaya başladım. Hâlâ kalkmıyor benimki. Bu velet ne yaptı bana böyle. Hafifçe doğruldu yatakta.

Sıkıca sarılıp yumuldu dudaklarıma. Ben hafifçe yükselttim kalçamı. Kuvvetlice vurmaya başladı alttan. Ona belli etmemeye çalışıyorum ama uçmaya başladım. İstemsiz ben de ona sarıldım sıkıca. Boynuna koyup başımı yine istemsiz,

“ Aşkım”

Dedim. Ben mi dedim. Bilmiyorum. Çıktı içimden, sırt üstü yatırdı beni. Ne olacaksa olsun deyip bacaklarımı omuzlarına koydum. Tekrar koydu iyice çıkıp üstüme yavaşça. Epey girip çıktı. Ben kesik kesik inlemeye başladım.

Durduramıyorum kendimi. Birden çıkartıp öyle bir girdi ki içime dibine kadar. Ahh, diye bağırdım. Aldırmadı bile, hızlıca çatur çutur vura vura sikmeye başladı. Canım acıyor ama dur diyemiyorum. Yorulmak bilmiyor.

Şakakları terlemeye başladı. Giderek daha sert çakıyor bana. Ben de inleme dışında ses seda yok. Susturdu piç beni resmen. Başını bana doğru eğdi öpücek zannetim hafifçe araladım ağzımı. Dudaklarını büzdü.

Şak diye tükürdü bana. Siktiği yetmiyormuş gibi ağzıma yüzüme tükürüyor bir de. Ağzımı açıp birşey diyemiyorum ama. Melek yüzlü şeytan. Şu iş bitsin gözüne bir tane çakmazsam ne olıyım. Hafifçe yan döndüm.

Anladı çıkıp arkama geçti. Üstteki bacağımı kaldırdım. Daldırdı o da tekrardan içime. Demir gibi yanıyor içimde. Yakıyor beni. Yine yavaş yavaş girip çıkmaya başladı. Zapzayıf çocuk bu gücü nerden buluyor anlamadım.

Elini alıp önüme götürdüm. Biraz oyna hiç olmazsa, dedim. İşaret ve baş parmağı ile oynamaya başladı. Küçücük kaldı ya bu lan. İyice rezil oldum. Oynadıkça biraz büyüdü. Dikilmiyor ama en azından avucuna oturdu gibi.

Birden yine hızlanmaya başladı. Sıktırdı avucunu hızlıca çektirmeye başladı önümü. Acayip zevk alıyorum. Bu defa daha yüksek inlemeye başladım. Resmen uçuruyor beni. Hiç bu kadar zevk almamıştım.

“ Nasıl iyi mi” dedi.

“ Müthiş”

Üstteki bacağımı iyice kaldırıp öyle şiddetli vurmaya başladı ki. Havadaki bacağım titriyor durduramıyorum. Başımı çevirdi dudağıma uzandı. Dilini soktu ağzıma, emdim. Dudaklarımı önce hafif sonra sertçe ısırmaya başladı.

Birden beynimden bir elektrik akımı kaydı sikime. Öyle bir fışkırdım ki. Mermi gibi uçtu havada. Sonra devamı da geldi de geldi takır takır. Bütün içim aktı sanki. Yüzü koyun yatırıp bacaklarımın arasına girip sapladı yine.

“ Artık gel Massimo lütfen”

Lütfen filan iyice yumuşak yaptı bu puşt beni. Kocacım deseydim bir de. Hiç beni duyduğu yok. Sapladıkça saplıyor içime. Ulan ne bel varmış velette. Yarım saati geçti ne geliyor ne yoruluyor. Haşadımı çıkardı. Dönüp baktım, hadi artık der gibi.

“ İlk defa yapıyorum. Bırak da rahatça sikiyim”



≈≈≈

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Liseden Üniversiteye 2 ~ ilk

Sarı Şey 3 ~ bunun intikamını alacam ama