Sarı Şey 15 ~ kızgınlığım bir yolla geçiyor sadece







Sarı Şey 15



~~~ kızgınlığım bir yolla geçiyor sadece ~~~



Melih'e çakacam diye belimde bıkınımda hal kalmadı. Ama yine de geç kalmamak için eve kadar koştum. El clasico oynanıyor yine. Pencerede bekliyor ablam. Barselona vs. Real Madrid. Yer cücesi Messi, dev Ronaldo'ya karşı. Arda'da oyunda, asistleriyle yıkıyor Nou Camp'ı.

Kapı açık, daldım içeri. Neyse bu sefer kapının arkasına mevzilenmemiş saldırgan. Nerden hücum edecek acaba? Odama gidip kapıyı kilitlemeliyim. Turnikeye girdim, üç adımda odamdayım kıçımda bir şey patladı. Oha oklavayla geçirdi ya.

Bu gün götü kurtardık zannediyordum yanılmışım. Bir tane daha geçiricekti kaptım elinden. Kılıç gibi salladığı oklavayı tutayım derken avucumun içi yandı resmen. İnsanın en acıyan yeri avuç içidir. Hem iz kalmaz hem de geberircesine yakar.

~~~

Bir yaşanmışlığım var bu konuda. Tecrübe her şeydir unutmayın. Henüz mahalle savaşlarında uzmanlaşamadığım zamanlarda bizden büyüklerden oluşan bir çeteyi gıcık ederdik Bora'yla. Onlar dövdükçe bizi daha da üzerlerine giderdik.

Dayak yemedikçe atmayı öğrenemezsin gibi bir kör ideolojiye saplanmış kalmıştık. Sonunda tren yolunda kıstırıp ağaca bağladılar bizi. Sopalarla vurmaya başladılar. Bağlı olduğumuzdan bir şey yapamıyorduk, biz de ana avrat küfür etmeye başladık. 

O zamanlar küfür etmeyi de yeni öğrenmişiz, zevki sonsuz. Acı eşiğimizin yüksek olduğunu anladılar. Sonunda içlerinden bir piç yeni bir yöntem önerdi. İnce iki dal kestiler ağaçtan çakıyla. Birer kişi ellerimizi tuttu. Avuçlarımızın içine bütün güçleriyle vurmaya başladılar.

Acı beynini buruyor insanın. Dayanamadık ağlamaya başladık ikimiz de. Tabi sesimiz kesildi. Hepsi teker teker suratlarımıza tükürüp gitti orospu çocukları. Bir iki yıl sonra teker teker yakalayıp sıçtık ağızlarına. Ama acısı hâlâ beynimde.

~~~

Elimdeki oklavaya baktım, geçirsem bir tane de ben onun poposuna. Ama baba faktörü var işte. Kıçıma sokar oklavayı, ağzımdan çıkar herhalde. Neden delirdi bu kadar. Melih'le neler çevirdiğimizi gizli kamerayla izliyor mu bu bilgisayar dâhisi nedir. 

“ Ata ver onu bana”

“ Ne yapıcan börek mi açıcan bana”

“ Bırak dalga geçmeyi artık, seninle ne yapacağım ben”

“ Vurma da ne yapıyorsan yap. Yoksa ben de vururum kız falan demem ona göre”

“ Babama söyliycem bunları”

“ Ne yaptım da bu kadar kızdın”

“ Sen götürdün mü Esra'yı sinemaya”

“ Evet, evinden aldım evine bıraktım”

“ Bir haltlar karıştırdın mı sinemada?”

Eline vermeye çalıştım almadı. Ağzına yüzüne attırmaktı nihai amacım. Çok çocuk çıktı Esra, yapamadım. Ben de adam gibi gidip Melih'e çaktım. Yazıyla kırkbeş dakika abla, inanabiliyor musun? Kardeşin porno yıldızı mertebesinde.

Alet, pornolar için biraz, size, sorunu çekiyor ama idare eder işte. Ulan Esra seni delikanlı bir kız zannetmiştim ama döküldün mü yoksa herşeyi ablama. Annene babana da anlatsaydın. Yetmez facene de yaz amq.

“ Ne haltı karıştırıcam abla”

“ Ne biliyim cıvıl cıvıl çıkan kızın sesi ağlamaklıydı”

Esra bunları bilerek yapıyorsan seni harbi ağlatırım, susamazsın bir daha da. Sesin ağlamaklı filan değil hiç çıkmaz. Ne istiyorsun benden, öldürtecen mi babama. Sanırım Esra olayını elimize yüzümüze bulaştırdık. Başlamadan the end.

“ Filmi beğenmedi sanırım”

“ Hangi filme gittiniz”

“ Kötü kedi şerafettin. Ben yıkanıcam abla bırakırsan”

“ Dur bakalım o kadar kolay kurtulamazsın. Nereye gittin kızı bırakınca”

“ Sahilde yürüdüm”

“ Melih'e gitmedin yani”

Kesin Melih’in annesine telefon edip öğrendi yine orda olduğumu. Ne cevap vereceğim şimdi. Yalan söylemeye devam edersem iyice çıldırır. Kontrol manyağı karı. Köleleştirdi beni. Benim gibi özgür vahşi bir hayvanı evcilleştiremezsin, ısırırım.

“ Çok az uğradım yeminle”

“ Ben sana oraya gitmek yok demedim mi”

“ Şarjını okulda unutmuş Melih ben almıştım çantamdaydı. Uğrayıp verdim azıcık oturdum. Bir daha gitmem söz”

Suratımı masuma aldım. Avuçlarımı birleştirip parmak uçlarımı çenemin altına değdirdim. Böyle şirinliklere dayanamaz hiç. Dayadı sinir illeti hava yastıklarını suratıma, pofh. Çıkar bi de yalat bari. Memeden kesileli epey oldu ama çekerim sana bi kıyak.

“ Seni babama öldürmüyorsam çok şirin olman yüzünden. Git yıkan sonra da, masanın üzerindeki testleri çöz. 7'de yemek yiyeceğiz ona göre dalga geçme yetiştir. Yemekten sonra kontrol edicem”


Yıkanırken sıcak suyu görünce kaldırdı kafasını başımın belâsı. Soğuk suyu bocaladım üstüne. Çabucak yıkanıp çıktım. Yemeğe kadar testleri yetiştirmeliyim. Babam içerde, ablamın bir işaret çakmasını bekliyordur. Çoktandır bana çakamayan elleri de kaşınıyordur.

O böyle şirinlik filân ayaklarını yemez. Dalıp dalıp gittiğimden saate bakmamışım 7'yi 7 geçiyor. Testleri bitiremedim tabi. Salona geçtim. Yine sofrada beni bekliyorlar. Babam bana bakıyor. Yavaşça oturdum sandalyeye. Abim olacak kazmanot da gelmiş. İlk sözü o aldı.

“ Ata düzeltmişsin notlarını aferim sana”

Sadece baktım ona. Sevmiyorum embesil gibi bakan anlamsız suratını. Dedem de hiç sevmez bu amcığı zaten. Yemeğimi yiyormuş gibi yaptım. Aptal bozulmadı bile. Tavırdan da anlamaz. Herkes ona bayılıyor filân zannediyor. Yine konuştu.

“ Hey şampiyon duymadın mı söylediğimi”

“ Duydum”

“ Niye bir cevap vermiyorsun”

“ Canım istemedi, koçum”

Dayanamadı sonunda babam enseme bir tane çekti. Bütün gücünü de kullandı. Nerdeyse suratım masaya çarpacaktı. Artık hiç güç tasarrufu yapmıyor bana karşı. Allah ne verdiyse kullanıyor sağolsun.

“ Hayvan nasıl konuşuyorsun abinle, insan gibi bir şey sordu sana”

Herkes bana bakıyor. Hayret annem bile şaşkın. Sonunda becerdim güzel annemin ilgisini çekebilmeyi. Azıcık oğlunla ilgilensen şöyle. Biraz da korusan beni. Umurunda değilim kadının. Tek bildiği aklına esince sarılıp sıktıra sıktıra suratımı yalar gibi öpmek.

Benim öpücüğüne değil, anne şefkatine gereksinimim var. Evde önüne gelen küçük oğlunu dövüyor, annem aval aval bakıyor. Lan hiç olmazsa, yapmayın, der insan. Ben kesin eminim hastanede filân karışmış bir çocuğum.

Kafamı kaldırmadan alttan babama baktım elimle ensemi tutarken. Eli hâlâ erekte vaziyette bana bakıyor, bir posta daha çekmek için. Bir şey söylemem gerek ama ne diyeceğim. Çok kısık bir sesle konuştum.

“ Özür dilerim”

“ Karı gibi konuşma. Benden değil, abinden adam gibi özür dile”

“ Özür dilerim abi”

“ Tamam önemli değil bir şeye mi kızdın sen böyle ters cevaplar veriyorsun bana”

“ Yok şaka yapıyım dedim beceremedim sanırım”

Neyse yalakalıkta tavanı vurunca ben, masa normale döndü. Babam abime kadehini kaldırdı. Vurdular rakının dibine birbirine hayran baba oğul. Şampiyonmuş, göt oğlanı. Ağzına sıçardım ben senin ama baban olucak ayıboğana dua et.

Bir taraftan da maç seyrediyorlar. Fenerbahçe'nin maçı varsa gelir mutlaka eve abim. Babama yalakalık olsun diye, beraber seyrederlerler maçı. Gıcıklığına ben de Beşiktaş'ı mı tutsam, bu yıl Sosa ve Gomez'le iyi gidiyorlar.

Ben kendi takımlarımdan başkasını tutmam. Melih kendininkileri tutturdu ama o ayrı. Fenerbahçe yenilince evde matem havası oluyor. Abim de evdeyse, nerdeyse babamla sarılıp birbirlerine ağlayacaklar.

Ben pek bir şey yiyemedim moralim bozuk. Ablama bakıyorum anlamıyor kalkmak istediğimi. O, git içeri test çöz derse, babam yemek yemeden gitmeme bir şey demez. Yoksa yine başlar bitmeyen söylev ve demeçlerine.

Çok zayıfsın, kambur duruyorsun, rüzgarda uçacaksın. Arabaya benzin koymazsan gitmez. Benim araba gidiyor. Bu gün Melih'e gittim, tam kırkbeş dakika. Senin var mı böyle bir rekorun. Kabul et seks hayatım seninkinden daha renkli.

Yüz yıldır aynı kadınlasın. Korkusundan başka kimseye bakamaz bile. Benim şimdiden iki iş ortağım var. Bu gün bir çözüm ortağı daha yapıcaktım kendime ama dişi kuş çok ürkek çıktı. Henüz red bull içip kanatlanmaya hazır hissetmiyor kendini.

Kızların seks hayatı biraz geç başlıyor, erkenden de bitiyor sanırım. İyi ki kız doğmamışım. Bizim ufaklık olmadan hayat çok sıkıcı olurdu. Sonunda el kol hareketlerimi anladı ablam. Verdi kule uçuş iznini.

Uçtum mutfağa, nutellayla cips aldım. Tam mutfaktan çıkarken fenerbahçe gol yedi. Ben de sevinçle farkında olmadan elimi yumruk yapıp kolumu aşağı doğru çektim. Geçirdik anlamında. Ama babamın oturduğu yerden görünüyormuşum.

Göz göze geldik. Kaçtım odama hemen ve kapıyı kilitledim. Koşmadı babam arkamdan. Ablam mı tuttu acaba. Adamın anasına küfür etmek gibi bir şey fenerbahçe'ye geçirdik hareketi yapmak. Hayır takım tutuyor olsam neyse, bir açıklaması olurdu ama.

“ Aç kapıyı Ata”

“ Baba özür dilerim ben fenere yapmadım o hareketi bir şey geldi aklıma da ondan yani”

“ Tamam oğlum aç kapıyı konuşalım sakin sakin”

Bu kadar sakin olması sinirli olmasından daha beter. Trafikte kavga ettiği adamla konuşurken de böyleydi. Ama öldüresiye dövdü çam yarmasını. Bana da aynısını yapıcak. Ulan ben çok gencim ölmek için, sekse bile yeni başladım daha.

“ Baba n'olur sonra konuşalım çok dersim var”

“ Aç kırarım yoksa kapıyı kafanı da kırarım sonra. Ölmezsen kapının parasını da sen ödersin”

Dedim ben öldürecek kafaya koymuş. Neden hiç şakadan makadan anlamıyor. Kapının parasını ben ödeyecekmişim. Dingil para verdiği var da sanki. Gece vardiyasında fabrikada mı çalışıyorum la ben nerden bulucam parayı.

“ Tamam baba açıyorum ama sakin lütfen”

Kilidi açıp koşarak yatağın altına girdim. Çocukken de beni döveceğini anlayınca böyle yapardım hep. Alışkanlık olmuş sanırım. Ablam da yanında. Ona, sen çık odadan, dedi. Boku yedik boku olsa iyi gebertecek herif beni.

“ Çık lan yatağın altından”

“ Çıkıyorum sakinsin de mi”

Çıktım mecburen. Kapının önünde duruyor, odama pek girmez kendileri, yüz göz olmamak için. Yanına çağırdı. Siz buyursaydınız. Odamda ağırlamaktan şeref duyardık sizi. Gittim yanına, yere bakıyorum belki acır hâlime diye.

Boğazıma yapıştı. Diğer eliyle bir sağ bir de sol öyle bir çekti ki suratıma... Gerçekten profesyonel adam. Boğazdan mengene edip kafayı, surata geçirmek. Takdire şayan gerçekten. Beyin bıngıllarına kadar oynadı kafamın içi.

“ Ulan it senin fenerbahçeyle ne alıp veremediğin var”

“ Diğer takımın yenmesini istiyordum”

“ Futboldan habersiz hıyar, kimle maç yapıyordu fener biliyor musun da”

“ Torku Konyaspor”

Boğazımı sıkmaya devam ediyor zor konuşuyorum. Nedense Torku Konyaspor'un adını duyunca daha da sinirlendi. Bir tane daha çaktı. Dayanıklılık testi mi yapıyor, öldürene kadar dövecek mi? 1-0-2 veya Alt-2,5 Üst, hangisini isterseniz parayı oraya basın.

“ Hayvan senin ne ilgin var Konya’yla"

“ Bu yıl Beşiktaş'ı tutuyorum ben baba. Mario Gomez Garcia'nın hastasıyım. Adam gol kralı biliyorsun zaten. Rıdvan Dilmen, Sosa'nın da Alex'ten sonra sonucu belirleyen en iyi yabancı olduğunu söylüyor. Fener yenilsin ki beşiktaş şampiyon olabilsin diye düşünmüştüm. Ama hareket için özür dilerim. Bana yakışmadı”

“ Ağzına sıçtığımın piçi. Bana yakışmadı diyor bir de. Sen kimsin lan. Senin yediğin dayağı başka çocuk yese susar cevap vermez ya da ağlar. Sen tutmuş f'sinden anlamadığın futbolla ilgili nutuk çekiyorsun bana. Sen ne manyak baş belâsı bir çocuksun. Öldürtecek misin kendini bana”

Şu ölüm kelimesini kullanmasak. Bir tane daha çaktı neyse bu sefer boğazımı bırakmıştı. Serbest uçtum yatağın üstüne. Yok adam harbi sıkı vuruyor. Burnum kanadı. Yani ben de güzel yumruk atarım ama kimsenin ayaklarını yerden kesemedim.

Ben başarımı kemikli ellerime ve tam gözün üstüne vurma becerisine borçluyum. Gözünü çıkarırım adamın. Neyse siktirdi gitti. Ya da sikti gitti. Kapıyı kapatmam yasak, televizyonun sesini de sinirden babam sonuna kadar açtığı için maç benim odamda oynandı.

Maçı Torku Konya 2-1 kazandı. Maç bitince ben yine aynı hareketi çektim, odamda tabi. Fenerbahçe bu yıl şampiyon olamazsa dördüncü yıldızı takamayacak. Babam da üzülecek tabi. Babam üzülürse ben sevinirim. Göt, fener yıldız takınca seni general yapıyorlar sanki.

Babam yatmaya giderken kafasını uzattı benim odaya. Gözleri kaymış, sarhoş olmuş, tekrar saldırmaz umarım. Anlamsız bana baktı. Parmağını salladı. İt herif, dedi gitti. Babam bir hafta bana ettiği bir iki küfür dışında kimseyle konuşmadı. Abim eve hiç gelmedi.

~~~

Okulda iki gün Esra'yla kovalamaca oynadık. Durmadan peşimde ben de kaçıyorum. Ne istiyor benden anlayamıyorum. Sapığım işte gördün bırak peşimi. Üçüncü gün öğlen arası bahçede Melih'in ısmarladığı sosislileri yerken Esra geldi kıstırdı bizi.

Sosisli yerken gelmesini çok manidar buldum. Aramızda olanları anlatıp, yanımıza gelirse Esra yalnız bırakma bizi dediğim için Melih bu defa kalkmadı. Bir bana bir Melih'e bakıyor. Biz de ona ama kimse konuşmuyor. Sonunda dayanamadı gitti Esra. Neydi bu şimdi.

Biraz sonra cebime mesaj attı. Basket sahasının orda beraber oturduğumuz banktayım biraz gelebilir misin? Sen ellemeden nasıl gelirim Esra? Yazmadım bunu tabi. Gittim yanına, dirsekleri dizlerinde öne eğilmiş yanaklarını avuçlarının içine dayamış bekliyor.

Ona biraz uzak, oturdum yanına. Konuşmuyor hâlâ. Ne diye çağırdın o zaman. Benim konuşmamı bekliyor. Ben ne diyebilirim ki. Yapacağımı yaptım ben. Yani bir nevi unumu eledim eleğimi astım. Bana doğru döndü gözlerimin içine baktı.

“ Gözlerin çok güzel”

“ Seninkiler de”

Dedim. Gözlerimden başka yerlerim de güzel ama o güzellikleri elinin tersiyle ittin sen. Oysa eline alman gerekiyordu. En azından deneyebilirdin. Beğenmezsen bırakırdın. Denemeden nereden biliyorsun hoşlanmayacağını.

“ Cumartesi gününden beri ne aradın ne mesaj attın ben gelmesem yanına kaçıyorsun benden”

“ Sınavlar başladı biliyorsun not ortalamamı yükseltmeye çalışıyorum”

“ Çok sevindim bu değişim hayret verici”

“ Daha nelerim var hayret verici”

“ Ata!..”

“ Ne var”

“ Neyse, sen kızgın mısın bana”

“ Senin yüzünden ablam deliye döndü, kıçıma oklavayla vurdu. Benim moralim bozuldu abime şaka yapayım dedim babam yemedi enseme çekti bir tane, ben de fenerbahçe'ye hareket çektim, babam dört tane de suratıma çekti, beynim sarsıldı ve burnum kanadı. Kızgınım evet”

“ O an çok sinirliydim hata ettim özür dilerim. Babanın sana vurmasına da çok üzüldüm”

“ Üzüleceğin şeyleri yapma bundan sonra”

“ Yapmam, kızgınlığın geçti mi?”

“ Benim kızgınlığım bir yolla geçiyor sadece”

“ Neymiş o”

“ Boşalınca”

Hiçbir şey demeden kalktı gitti yanımdan. Bu da bir ilerleme sayılır. En azından artık kızmıyor. Yavaş yavaş alışacak boncuğum benim. Bir anda olmaz bu işler sabırla yaklaşmak gerek dişi kuşa. Sonunda uçurucam seni.

~~~

Basket sahasından başka yer bulamadın mı Esra. Yine oyuna çağırdılar beni. Baktım merdivenlerin üstünden Esra seyrediyor. İstemeyerek de olsa girdim oyuna. Bebeler çok sevindiler çünkü kabul etmeyeceğimden emindiler.

Siz devam edin geliyorum, deyip tişörtümü çıkardım. Öyle sergilenecek kaslı filân bir vücudum yok. Ama smooth and skinny meraklısına bir numaradır. Baktım top havada, daldım tokatladım potaya doğru. İyi zıplarım.


Potaya çarpıp geri dönen topu yine havada kapıp, bastım çembere. Esra'ya baktım baygın gözlerle seyrediyor. İlk defa maç sonuna kadar oynadım. Sayı, rebound, asist, top çalma. Double-double ben de. Esra, çemberim olur musun?

~~~


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Liseden Üniversiteye 2 ~ ilk

Sarı Şey 3 ~ bunun intikamını alacam ama

Sarı Şey 17 ~ sorun değil iyi eğlenceler