Liseden Üniversiteye 82 ~ yapayalnız kaybolup gitmek mavide…



Liseden Üniversiteye 82



~~~ yapayalnız kaybolup gitmek mavide… ~~~



~ hayatım ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu ~
~ oğuz atay - tutunamayanlar



On bölüm bitene kadar kapattırmadı diziyi. Gözlerim akacaktı nerdeyse. Biradan sonra tekrar viskiye döndü Cihan. Sızar kalırım korkusuyla, ben içmedim. İçeri yatmaya giderken, o da benimle geldi.

“ Mert’in yatağında yatmak istiyorsan ben kanepede yatarım”

“ Aklımla alay etme ha Can, şu numaralara da son ver artık”

“ Beraber mi yatıcaz yani”

“ Evet yalnız uyumayı sevmem ben”

“ Telefonumu alabilir miyim artık, lütfen”

Telefon ne alakaysa şimdi. Nuri’yi arasam da gelse şunun ateşini alsa. Verdi telefonu, Mert’i aradım. Açmadı tabi. Bir şey yapmış olmak için Elif’i aradım. Saat geceyarısını geçti uyumamıştır umarım. İkinci çalışta açtı.

Elifcan 📞 Can

sonunda aradın canımın içi nasıl merak ettim ve özledim seni nerdesin şimdi

Can 📞 Elifcan

mert’lerdeyim ama mert yok cihan var arayamadım özür dilerim nasılsın neler yapıyorsun

Elifcan 📞 Can

evi tuttum mert’lere çok yakın bana gelsene görüşmemiz gereken konular var canım ne olur

Görüşmemiz gereken konular, öpüşmemiz gereken konulara dönüşmesin de. Neyse Cihan’la aynı yatağa girmekten iyidir. Birazdan ararım deyip kapadım telefonu. Şimdi Cihan’ı ikna etmeye kaldı iş. Mert’in odasına gittim. 

Üstü çıplak yatıyor yatakta. Altını da çıkarmamıştır umarım. Biraz bekle, dememi gece yarısına kadar mı anladı bu, damat gibi yatıyor yatakta. Bu geceyi bir atlatsam, cafede kalmaktan başka çarem kalmadı artık.

“ Elifcan yakında ev tutmuş. Yalnızmış evde onun yanına gitmek istiyorum… İzin verirsen”

“ Vermiyorum”

“ Lütfen Cihan kız evde yalnız korkmuş. Ne zamandır da görmüyorum onu hadi lütfen”

“ Olmaz dedim lan işte. Mert bir yere gitmesin dedi ayrıca”

“ Mert Elif’e gitmeme bir şey demez n’olur hadi ya”

“ Sen bir yere gidemezsin. İstiyorsa Elif buraya gelsin”

Ne sikime izin istiyorsam. Aç kapıyı çek git. Su içicem deyip içeri gittim. Çantamı aldım. Ayakkabılarım da elimde, kapıyı açıp, yavaşça süzüldüm dışarıya. Ben aşağı inerken kapı tekrar açıldı. 

Apartman kapısından çıkamadan yakaladı beni. Ben çoraplarla o sadece bokseriyle. Birisi görmese bizi bu hâlde. Sürüklemeye başladı beni yukarıya. Hızına yetişemedim, merdivenlerde düştüm. Buna rağmen durmadı hayvan.

Yarı yerde yarı havada eve kadar sürükledi beni. Tutunacağım derken çarptım merdiven basamaklarına oramı buramı. Canım çok yandı ama biri duyar diye ses çıkaramadım. Mutfağa fırlattı beni. 

Bu günkü uçuş pistimiz de burası. Sokak kapısını kilitledi. Antredeki sehpada duran Mert’in bana verdiği anahtarları da aldı. İçeri götürdü. Kilit altına alındık. Telefon görüşmesi yapmamız da yasak. Avukatımla görüşmek istiyorum.

“ Benimle yatmamak için ne dalavereler yapıyorsun Can. Pişman olucaksın”

“ Pişmanım zaten özür dilerim. Elif’i çağırabilirsin demiştin arayabilir miyim”

Bu birşey olmamış gibi lâf çevirmelerim bir işe yaramadı tabi. Ben de biliyordum zaten, sadece şansımı denedim. Telefonumu tekrar aldı. Salona fırlattı. Bu sefer boku yedik sanırsam. Ne yapmam gerekiyor.

“ Tamam Cihan bu kadar kızacacağını bilsem yapmazdım. Tekrar özür diliyorum. Yatalım uyuyalım çok yorgunum”

“ Allahın malı, sen yatmıycaksın. Sabaha kadar burda oturup beni salak yerine koymak neymiş onu düşünüceksin. Uyumak yok gelip bakıcam ona göre”

Salak yerine koymuyorum sen zaten salaksın. Hepimiz allahın malı değil miyiz zaten. Karşında 5 yaşında çocuk var sanki. Oturup düşünecekmişim. Sen kendi yaptıklarını düşünsene. Normal misin sen. Seninle birlikte olmak istemeyen birini eve kilitliyorsun.

Mutfağın kapısını da kilitleyip gitti gardiyan. Neyse siktirsin gitsin. Bir hayvanla aynı yatağa girmektense burda otururum daha iyi. Elif de benden telefon bekliyor her zaman ki gibi. Daha çok bekler. Kolumun alt tarafı soyulmuş. Kalçam da acıyor.

Dövmedi bari buna sevinelim. Oturdum mutfak masasına. Cezamı çekmeye başladım. Belki iyi hâlden af ediliriz. Yorgun ve kırgın kafamı kollarımın üzerine masaya koyup kapadım gözlerimi. Uyumuşum.


Ama korkudan dalamadım derin. Ara sıra bir ton göz kapaklarımı aralıyorum. Kulağım kapıda. Bir baskın yiyebiliriz. Ceza infaz sistemi değişmiş. Mahkumlara uyumak da yasak. Bir de hücreye atılmayalım da.

Sonunda sabah oldu. Çişim geldi tutamıyorum altıma edecem. Pipim de kalktı ne alâkaysa. Çatlayacak gibi acıyor. Kalkıp kapıyı tıklattım hafifçe. Ses yok. Daha hızlı vurdum. Cihan çok sıkıştım ne olur aç kapıyı.

Bırakıp gitti mi nedir gelmiyor bir türlü. Yarım saat sonra ben bomlayacakken ortalığı sidik torbamdan doğru, açtı kapıyı. Fırladım koştum banyoya. Dikelmiş apolloyu klozete hedefleyemedim. Oturdum ben de mecbur.

Erkek gibi ayakta bile işeyemiyoruz. Öyle bir saldım ki şarladım. Bu kadar uzun ve zevkli işememiştim. Oturarak işemek de güzelmiş la. Kızlar işini biliyor. Aceleden kapıyı örtmemişim. Gelmiş beni seyrediyor sapık.

Kendi şeyimi tutup işeyebiliyorum tek başıma epeyden beri. Al bari çişe tut. İşeyince indi apollo. Elimle örtüp miniği yuvasına sokup kalktım. Gülerek bana bakıyor. Siniri geçmiş neyse ki. Ya da alay ediyor benimle.

“ Ne o karılar gibi oturarak mı işiyorsun sen”

“ Yok ya sabah çişin gelince şey olur ya. Ondan etrafa sıçramasın diye oturdum”

“ Ne olur ya”

“ Anladın işte utandırma beni”

“ Pipisi de kalkarmış bizim kara civcivin”

Töbe niye kalkmasın ya. Senin ki gibi devasa olmayabilir ama isterse her görevi başarıyla tamamlar benim miniğim. Cevap vermedim. Salona geçtim bana bakışları altında. Yerde yatıyor bizim telefon. Şehit olmamıştır umarım.

Gazilikle yırtalım. Aldım yerden neyse ekran açıldı. Elif’ten sayısız çağrı var. Tekrar aldı elimden telefonu. Bari Elif’e haber verseydim. Cevap vermedi. Acaba görüş günü filân olucak mı bu cezaevinde?

“ Kahvaltı için bir şeyler hazırla”

Hop dedik. Mahkumları zorla çalıştırmak Ceza İnfaz Kanunu’na aykırı bir kerem. Gittim mutfağa. Ekmek yok gidip alayım mı, dedim. Yemedi tabi. Markete telefon etti. Bir çocuk ekmek ve yumurta getirdi. 

İyi de yumurta kırmak benim için oldukça karmaşık bir proses. Dün gece ne güzel hizmet ediyordun. Devam etseydik. Karnım da öyle bir aç ki. O içerde ben mutfakta yumurtalara şaşkın bakarken kapı çaldı. Mert gelsin ne olur.

Kapıya yöneldim. Sen dur, dedi. Biz sadece mutfak işlerinden sorumluyuz sanırım. En sevmediğim ve anlamadığım işler. Kapıyı açtı tanıdık bir ses. İçeri girebilir miyim, dedi. Benim canım Elifcan gelmiş. Kız meraktan ölmüştür tabi.

Suratımın hâlini, giydiklerimin perişanlığını görünce gözleri hüzünle doldu. Cihan şaşkın bir bana bir ona bakıyor. Yalnızken neyse de bu aşağılık durumumu bir kız görünce iyice beter oldu yerin dibindeki gururum.

Gör işte Elif, kralım dediğin kişinin aslında ne olduğunu. Kimseye karşı gelemeyen bir zavallı. Aşktan kaçamayan onun için herşeye katlanan bir sefil. Ama aşık olduğu kişi yanında bile yok. Onun evinde onun en iyi arkadaşının işkencesi altındayım.

Merhabalaştık cümleten. Elifcan mutfağa girip tezgahın üzerinde duran bana yabancı maddelere baktı. Çaktı durumu hemen, montunu çıkartıp girişti işe. Bu kız ve mutfak, şef ve orkestra gibi adeta. 

Emel beni Hilmi ayısından kurtarmıştı. Elifcan’da Cihan itinden kurtarsa şimdi. Neden kızlar benim hayatımı kurtarıyor ama ben erkeklere aşık oluyorum acaba? Hayatımı karartmalarına rağmen üstelik. Cihan duşa girdi.

“ Elifcan geldiğin için çok teşekkür ederim. Çok önemliydi inan”

“ Ne yaptı sana”

“ Önemli değil. Hırpaladı biraz sonra da mutfağa kilitledi sabaha kadar

“ Gözlerinin altı mosmor. Sen benim canımsın. Sana nasıl kıyar anlamıyorum. Konuşucam onunla”

“ Saçmalama Elif. Kızdırırsan yapacağı seni de dövmek. Katlanamam buna. Sana bir şey yaparsa gözüm döner inan. Sonuçta zarar gören ben olurum yine, bunu mu istiyorsun”

“ İstemem tabi. Kralımsın benim sen”

“ Bu hâlimle mi”

“ Baksana şu durumda bile beni düşünüyorsun kendinden çok. Her hâlinle kralsın sen. Ne yapmamı istersin peki”

“ Bilsem… Ama tek istediğim buradan kurtulup cafeye sığınmak. Cihan’la aynı evde kalamam. Sabri abinin yanı benim için tek güvenli yer şu an”

Cihan geldi altında bir havluyla. Yıldızlar gibi saçıldı etrafa çilleri. Elif görünce yutkundu istemsiz. Tadı damağında kalmış anlaşılan. Mert’le bunun vücudu herkesi yoldan çıkarır. Bu eküri hangi yarışa girse açık ara önde.

Ama ben 1 numarayı alayım. 2 numara Elif’in olsun. Aynı evde yaşayalım. Elif annemiz olsun Mert babamız. Oha lan yine olayı babaya bağladım ya. Cihan anladı Elif’in etkilendiğini, pis bakışını atıyor zavallı kıza.

İşine döndü Elif. Bir anda donattı sofrayı. Ne ara yaptıysa enfes sahanda yumurtalar annemin verdiği tereyağında cızırdayarak önümüzde belirdi. Taze ekmeği bandırdık. İki dilim ekmek yetti bana.

Elif’de pek yemedi. Gerisini hayvan Cihan sildi süpürdü. Ye koçum güç olsun. Önüne gelene çakarsın artık. Arada Elif’i de gör bari. Ömer’i bile boş bırakmamış. Dünya senin olsun, beni rahat bırak yeter. 

“ Cihan doyduysan bizi bir yerlere götürür müsün, deniz kıyısı filân”

Elifcanım, iyi aklına geldi. Ne ara barıştı bunlar. Elifcan baskın operasyonla beni hapishaneden kurtarabilirse ben de cafeye iltica ederim. Cihan bana baktı. Bu fikrin bir şekilde benimle ilgili olduğunu düşünüyor sanırım. 

Herşeyin sorumlusu benim ya. Biraz düşündü. Tekrar Elif’e baktı. Elif en masum yüzüyle yalvarır gibi ona baktı. Birşey demeden kalktı masadan. Odasına gitti, giyinip döndü. Konuşmadan kafasıyla, hadi işareti çaktı. 

Ohh sonunda bu evden kurtuluyorum sanırım. Aslan Elifcan, entrika konusunda kızların erkeklerden daha başarılı olduğu bir kere daha tescillendi. Mert’in odasına yollandım ben, giyinmek için. Arkamdan bağırdı.

“ Nereye”

“ Giyinecektim”

“ Burda kalıyorsun sen. Daha bitmedi cezan”

“ Lütfen Cihan Can da gelsin, yarın okul açılıyor. Çocuk nefes alır biraz”

“ Kışlıklarım cafe’de onları da alırım n’olur bırakma beni burda yalnız”

Yalnız kalmak en güzel şey benim için ama nasıl olsa dönecek. Yeni öğretim yılına delinmeden girmek, kısa vadeli hedeflerim arasında. Bu defa da eliyle anlamsız bir işaret yaptı. Bunu çözemedim.

“ Geliyor muyum yani”

“ Gel bakalım mal”

Mal, bu sıfatı da çok sevdi. Sürü de yeni kod adımız bu artık. Malım ama senin malın değil. Mert’in malıyım ben. Denizde kum Mert’de mal. Bu nedenle beyzadem malına pek düşkün değil. Üzerimde müşterek mülkiyet kurmaya çalışıyor.


Elif arabasını bıraktı. Bu arada arabasını değiştirmiş hayvan. BMW M5 tek kapı, renk yine amerikan mavisi. Jantlar kapkara. Elif arkaya geçeyim diye bana yol verdi. Ama Cihan ona arkayı işaret etti. Elif’e, yerini bil demeye getiriyor.

Ben de arkaya geçiyordum. Kolumdan tuttu koltuğu indirip, öne oturttu beni. Kolumdan tutarak bana birşeyler yaptırılmasına gıcık oluyorum. Sevgilisiyim ya yanına oturucaz. İstersen vites kolunda ellerimizi de buluşturalım. 

Çok romantik oluyor. Uçtuk Moda’ya, cafe’nin önünde durdu. Ben çıkmaya hazırlanıyordum, kapıyı kilitledi. Anladı siyasi iltica talebinde bulunacağımı, yurtdışı çıkış yasağı koydu. Peter Pan gördü bizi yanımıza geldi.

Neyse camı açmama bir şey demedi, Pan’ım da fırsattan istifade o güzel başını uzatıp öptü beni uzun uzun. Cihan yukardan giyeceklerimi getirmesini söyledi Peter’e. Eninde sonunda, eve döneceğiz anlaşılan. Mal ve malafat yalnız bir gece daha geçirirlerse sıçarız.

Peter Pan anladı zor durumda olduğumu. Bana bakarak seğirtti içeri. Biraz sonra Sabri abi belirdi kapıda. Araba çalışır durumda bekliyor hayvan. Topukladı gaza. Allahım bu defa kurtaramadı Sabri abi, kulede onu bekleyen Rapunzel’i.

Saçlarımın iyice uzamasını beklemek zorundayım artık. Sahil yoluna indi. Hızla giden arabada, açık cama doğru tuttum yüzümü. Saçlarım uçuşmaya başladı. Kafamı oynattıkça oraya buraya, tatlı tatlı yaladılar suratımı. 

İltica taktiğimiz tutmadı. Yok başka taktiğim de. Tek yapabileceğim şey kaldı, umursamamak. Denize baktım. Mavi sonsuzluğa. Gözlerimi kapadım. Kendimi sahilde uzanırken düşledim. Yapayalnız kaybolup gitmek mavide…


Caddebostan’a kadar gittik. Sahil yolunda bir cafeye oturduk. Üç bira söyledik Amsterdam, Cihan yanına bir duble de Jack istedi. Gelince içecekler, viski bardağını bana uzattı yine. Bozdu kafayı bu fetişle de ha.

Herkesin içinde bardağa tükürmemi istemez umarım. Elif’in şaşkın ve kızgın bakışları altında zorunlu alıp bir yudum koydum bardağı masaya. Elif’e bakarak içtiğim yeri hafifçe yalayıp büyükçe bir yudum alıp üstüne 50’lik birayı yarıladı.

Elif başka yere bakıyormuş gibi yaptı. Şu kızın yanında yapma bari şu sapıklıklarını. Telefonu çalınca bakıp ekrana, kalktı uzaklaştı bizden. Ne boklar çeviriyordur kim bilir yine. Kim bilecek Mert biliyordur tabi.

“ Nasıl gideceksin cafeye Can. Bu takmış kafaya seni”

“ Giysilerimi de alamadım. Benim gibi bir moda fenomenine yakışmıyor kaç gündür aynı pantolonu giymek”

“ Çok yakışmış o güzel bacaklarına aşkım çok zevklisin”

“ Mert aldı, sağolsun giysi alırken benim fikrimi sormaz. Ama gerçekten aldığı şeyler çok güzel oluyor. Ha aldığı mayolar hariç. Onları giymeye utanıyorum”

“ Neden ya erkeğin malı meydandadır”

“ Bildiğin gibi benim meydanlara serecek bir malım yok. Ama Cihan itine göre kendim malım o ayrı”

“ Hiç de bile harikasın sen, yerim ben onu”

“ Aman yeme bir yudumda geriye bir şey kalmaz”

Elif söylediklerime hep gülerek cevap verdi. Gülen kızlar çok şeker oluyor. Ama gülen oğlanlar daha şeker oluyor. Ne yapayım ben gayim. Cihan telefonu kapatıp geldi. Elif’e ters bakınca kesti kız korkudan gülmeyi. 

Gülmek de yasak. Cihan otururken sandalyesini bana iyice yanaştırdı. Bacağını benimkine dayadı. Elini de at oldu olucak. Elif Cihan’a karşı boş değil hâlâ. Bunu anladı Cihan, bunun için mi yapıyor bunları ortalık yerde.

“ Mert aradı. Bu akşam da gelmeyecekmiş, başbaşayız yine civcivim”

“ Cihan izin versen de Can benimle kalsa bu gece. Okula yarın beraber gideriz”

“ Ben bırakırım onu sabah. Okulda görürsün artık”

“ Biz aynı bölümde değiliz ki. Konuşmak istediğim şeyler var onunla”

“ Burda konuş işte sen değil miydin sahile gelmek isteyen”

“ Yalnız konuşmak istiyorum”

“ Ben istemiyorum”

“ O zaman ben de size geleyim. Evde tek kalmak istemiyorum”

Yürü be Elif. Beni kurtarmak için kendini feda etme de. Cihan’ın suratına yine alaycı bakış yayıldı. Dikkatlice Elif’e bakıyor. Gerçekte ne düşündüğünü anlayabilmek için. Benim anladığım Elif tekrar Cihan’la birlikte olmak istiyor gibi.

Elif Cihan’dan ayrıldıktan sonra kimseyle birlikte olmadı. Beni saymazsanız. Aman beni saymayın n’olur. Bu adilerle yatıp da artık kimseyle birlikte olmamak ne yazık dayanılacak bir şey değil. Daha doğrusu zaten kimse bunların yerini tutmaz.

“ Senin niyetin ne Elif”

“ Bir niyetim yok. Yalnız kalmak istemiyorum hepsi bu”

“ Çağır bir arkadaşını eve”

“ Sayende senden sonra arkadaşım kalmadı Cihan”

“ Sana söylediklerimi kabul ediyorsan kaldığımız yerden devam ederiz”

Elif’e açıktan söyledi Cihan. Demek o da istiyor Elif’le birlikte olmak. Kızlardan da hoşlandığına göre, Elif istenmeyecek bir kız değil. Okulun top 10’una girer rahatlıkla. Yemeklerinin harikalığı da artısı. 

Yatakta da baya iyi. Sus lan terbiyesiz. Ben unutmaya çalışıyorum bu yatak meselesini. Elif daldı gitti. Cevap veremiyor bu kadar direk bir soruya. Hayır, diyemiyor tabi. Evet demek de çok zor. Arada kaldı kızcağız.

“ Denerim”

“ Bu sefer deneme filân yok. Ya evet dersin ya hayır”

“ Sana hayır demek mümkün mü”

Cihan’ın neşesi yerine geldi. Ben dondum kaldım. Sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Mert bu gece de yokmuş. Neymiş abi bu Ömer ya. Bizden bir gecede sıkılıyor. Bunu bırakamıyor bir türlü. Biz de yedek lastik gibi evde bekliyoruz.

Bakalım bu gece de lastiği patlatmadan yola devam edebilecek miyiz. Atlatabilirsek yarın okuldan sonra doğruca cafeye giderim. Anlatırım Sabri abime uygun bir şekilde olanları. İllâ ya Cihan’la ya Mert’le konuşur.

Atmaz ateşe kardeşini. Yavaş yavaş da olsa üçüncü birayı da bitirdim. Arada Cihan uzattığı viski bardağından aldığım fırtlarla beraber güzel olduk yine. Elif’de hafif çakır keyif. Elif’le çıkmaya başladılar yine. 

Ama hayvan nedense bana yapışık oturmaya devam ediyor. Cihan hesabı istedi. Ben ödeyeyim, dedim. Yanağıma şakadan vurdu iki tane… Çıktık yola… Yoldayken tekrar telefonu çaldı Cihan’ın. Arabanın hoparlöründen konuştu.

Mert 📞 Cihan

oğlum kardeşim doğmuş lan babamlardayım gelin buraya

Cihan 📞 Mert

abi ne ara doğdu yurt dışında değil miydi eşi

Mert 📞 Cihan

hollanda’da doğum yapmış babam sürpriz olsun diye istanbula gelince söylemiş bana

Cihan 📞 Mert

hoparlörden konuşuyorum civciv yanımda getiriyim mi ha bir de elif var

Mert 📞 Cihan

getir oğlum hepsini kardeşim oldu diyorum anlamıyor musun hem de erkek


≈≈≈

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Liseden Üniversiteye 2 ~ ilk

Sarı Şey 3 ~ bunun intikamını alacam ama

Sarı Şey 17 ~ sorun değil iyi eğlenceler