Pasajda 23

 


Pasajda 23


Postu gönderdikten 5 dakika sonra felan Ebru’nun hesabına takip isteği ve benim telefona da mesaj geldi. Ben biliyorum abi… Sonuçta Ersin azgın bir ergen… Böylesine ona kendini beğendirmek için yırtınan bir femboya kayıtsız kalamaz. 


Aynı zamanda hetero… Biz de ne yaptık… Bonus olarak Almanya’da siktiği dilberleri aratmayacak bir abla koyduk yanımıza… Postu attığımız Ebru’nun hesabı açık… Görmüştür yakıcı fotolarını… 


Akabinde sarışın nükleer bomba gibi kanaryaya da dibi düşmüştür eminim… Abla kardeş birlikte çektiğimiz bir fotoğraf da vardı hesapta… Samimiyetimiz de tescilleniyor böylelikle… 


Zaten ablam da dedim ya… Şimdi umarım meraktan kuduruyordur kim bu kız diye… Biz elimizden geleni yaptık… Daha n’apak… İşerken sikini de mi biz tutak yane… Ersin bana şöyle yazmış…


“Ne zaman?”


Net cevap…Balık çoktan yemi yutmuş. Bu sofrada yenmeyi bekleyen harika ve iri bir lüfer balığı demek… Daha şimdiden karnımda da minik balıklar yüzmeye başladı… Her tarafım gıdıklanıyor zevkten… Tekrardan Ersin’i içime almak!!! OMG!!!


“Odamız hafta sonu uygun aşkım… Sana hangi gün saat uygunsa emrindeyiz… Ancak ablam gözlemci olarak katılacak aramıza…”


Artık koşul koyma sırası bizde… Ama gelince istediği gibi koyabilir bana… Benim kuralımdır birinin altına yatıyorsam tüm yetki üstümdekindedir. Bütün kalelerimi zapt edebilir, bütün tersanelerime girebilir.


Ablama gözlemci dememin nedeni… Burası Almanya değil sonuçta… Almanya’da kızlar belli bir yaşa gelince kız kalıyorlarsa ezikleniyorlar felan demişti Ersin… Burda tam tersi gibi… 


Kızlığını aldıysa biri ya onunla evleneceksin ya da damgalanacaksın… Kızlığını verdiğin erkekten ayrılırsan hemen orospu olarak tescillenirsin… Üstelik bunu çoğu zaman erkekler değil kızlar yapar…


Ebru gözlemci dedim ama isterse aktif gözlem de yapabilir. Yani sevişmeye katılabilir diye düşünüyorum. Kendi bilir yane… Ersin arkadan yapmak isteyebilir onu ama o da olmaz. 


Kız benimkini zor aldı. Sonuçta kanarya yani. Tenis topu parçalar kızın popişini. Mesaja cevap verdi Ersin… Coştu bizim Ersin… Demek ki kamışına suyu yürütebilmişiz…


“Arıyım mı uygun musun?”


“Senin tersine… Sana hep uygunum ben.”


Lâfımı da soktum… Telefonda daha önce konuştuğumuzu bile hatırlamıyorum. Ulan umarım bunların hepsi kanarya için değildir. Kudururum öyleyse kıskançlıktan. Neyse arıyor şimdi lâfa tutmayın beni…


“Selam bebiş.”


“Selam aşkım… Geçen hafta için tekkardan özür. Ama gördüğün gibi telâfi ediyorum.”


“Tamam da anlamadım yazdıklarını… Önce, bu ablam dediğin kız kim?”


“Kuzenim sayılır benden bir yaş büyük olduğundan bir de çok sahiplenicidir bana karşı… Abla dememi istiyor… Öyle işte.”


“Bir şey daha sorucam… Üçümüz mü sevişicez?”


“Ablam kız öyle de kalmak istiyor şimdilik. Belki seyreder belki istediği kadar katılır bize… Yoksa sen ona mı düştün… Beni istemiyor musun?”


“Yok ya ne alâka… İstiyorum tabi seni. Geçen hafta Ersin abinin evini ayarlayan bendim unutma… Sadece merak ettim soruyorum… Sonuçta sen ne dersen o.”


İşte size anlatmaya çalışıp durduğum şey bu… Aslında ben kalkıp da sanayiye gitmesem o evi felan ayarlamayacaktı. Ama hikayeyi öyle yazmıyor da sanki o beni istemiş gibi anlatıyor.


Yani karşısındaki insanı küçültmüyor… Aksine büyütüyor rahatlatıyor. Bu çocuk olgun kibar kendine güveni tam… Tam bir erkek değil mi? Ben mi abartıyor muşum? Ne şişi ne kebabı yakmadan ne uyumlu konuşuyor görüyorsunuz.


“Teşekkür ederim aşkım… Ne zaman gelicen?”


“Yarın sabahtan antreman var… Çıkınca yemek yer gelirim… Olur mu?”


“Tamam ama antremandan çıkar çıkmaz duş bile almadan gel… Burda bakımlarını yaparız biz. Bu arada ne yemek yapalım sana kocacım?”


“İyice şaşırtıyorsun beni… Bir haftada ne kadar çok değişmişsin sen… Gerçi hep şaşırtırsın sen beni… Yemek sorun diil… Ne olsa yerim bebeğim.”


Delik olsun yeter her yere girerim demek gibi oldu bu cevap… Neyse, büyük işi başardık. Şimdi tek sorun… Yarın öğlen sularını beklemek. Zaten onların antreman yaptığı yere yakın sayılırız. Gelsin aşkım bir. Bir hasret giderelim de gerisi kolay.


¨¨¨¨

Yarına dinlenmiş ve en önemlisi güzel taze görünelim aşkına… Gece erkenden yattık… Başka erkek olsa pek de fifi benim için ona kendimi beğendirmek… Ama Mert gibi. Ama bir de Ersin gibi hem kendi… Hem huyları da kusursuz biri olunca…


Elim ayağıma dolanıyor doğal olaraktan. Ama Ersin’in ne yazık bazı huyları kusurlu… Çünkülük ben aramasam o aramıo. Sinir edio bu durum beni… Neyse geçmişe sünger çektik…


Yattık ama helecandan uyuyamıyoruz ki… Sohbet etmeye başladık… Kanarya Ersin’le ilgili merakta asıl… Baktım sordukça soruyor. En iyisi dedim pasajda hikâyemi baştan anlatayım…


Sohbete cephane getirdi kanaryam. Loş ışıkta acılı cips yiyip bir yandan kaşıktan dondurma yalıyoruz yatakta. Telefonda çalan müzik eşliğinde… Ben anlattıkça başımdan geçenleri… 


Daha doğrusu üstümden geçen erkekleri… Sonra Ersin’e geldi sıra. Nasıl tanıştık. Görür görmez beni sokak ortasında nasıl kaldırdı sikini… Eve nasıl zor yetiştik… Nasıl önünde diz çöktüm… 


Görünce o koca şeyini… Tenis topu gibi başına vurulduğumu… Beni yatağa fırlatışını… Nasıl vurduğunu içime içime… Aynı anda gelmeleri bana öğrettiğini… Harika erkekliğini işte…


Ama sonra hiç aramamasını… Mert’in uzun zaman sonra IG’dan ona hazırladığım posta cevap yazıp okulun önünde  onunla tanışmamızı. Evine çağırıp ağzıma boşalmasını… Başka bir gün tekrar eve götürmesini…


Kuzeni Nazlı’nın iç çamaşırlarını giydirip beni sikmesini… Ne alakaysa artık boşaldıktan sonra birden devreye Ersin’i almasını. O da sikti mi seni… Diye sormasını…


Ağzıma burnuma girişmesini… Bunun ne olduğunu hiç anlayamadığımı… Sonra ergence özür dilemesini. Fırat’ı daha önce bahis mevzuu ettiğimden o hususa değinmeden anlattım da anlattım…


Ben içimi döktükçe… Kimi zaman üzülüyor ya da kızıp basıyor küfrü… Gözleri kocaman oluyor hayretten… Bazı gök mavi bazen lacivert parlıyorlar… Kanarya fenerinin renkleri sarı lacivert mi sarı mavi mi bilemiyorum o zamanlarda.


¨¨¨

Geç uyuyunca geç de kalktık. Saat am 10.30 gibi. Kendimizi erkeğimize tertemiz saklamak adına. Hiç bir şey yememeye karar verdik. Ama onu beslemiz gerek tabi. Melek kızların vazifesi budur…


Mutfağa gittik. Bakalım Sevgi abla gitmeden önce bize buzdolabında ne sürprizler bırakmış. Çok bırakmış kaplar da kaplar. Ama Ebru bunları beğenmedi. Buzluktan kocaman bonfile parçaları indirdi dolaba.


Az pişmiş kanlı parça et erkekleri vahşileştirirmiş. Bizi parça parça etsin mi istiyor zaten aslan gibi güçlü Ersinimin? Yemek ön hazırlığını yapınca… Karnı doyduktan sonra tatlı olarak bizi de yiyeceğinden…


Kendimizi de hazırlamak üzere odamıza döndük… Artık eskiden kalma çamaşırlarının hepsini denediğimden bu defa yenilerden siyah bir takim giydirdi. Yeni giydiklerinden olunca sütyen de A cup değil tabe. 


Kocaman memişlerim var gibi oldu bu sütyen… Biraz komik gibi geldi bana ama Ersinimin hoşuna gidecektir böylesi belki de. Altı da g-string. Bu külot modeli popomu kullanacağı yeri işaret etmek adına arkasından… Gözler önüne seriyor. 


Böylece sonunda mesaj geldi. Hemen konum attım ve pencereden caddeye bakmaya başladım… Göründü göt içi kadar motoruyla sevgilim. Camı açıp apartmanın girişini işaret ettim…


Karşımda onu görünce böyle rahat bir ortamda… Sanayide değiliz sonuçta… İçimde okyanusun özgür rüzgarları esti sanki. Onun bana bakışı da özlemiş gibi. Koşarak atladım üzerine.


O şekil kucağında götürdü beni tarifimle mutfağa… Ebru etleri pişirmeye başlamış bile… Sevgi abla olmayınca baya da hamaratlamış… Patates kızartmasını bile atmış airfryere…


Tanıştırdım aşkımla Ebru’yu… Ben de kanarya da iç çamaşırlarımız üzerinde babydollarımızlaydık. Ersin içine düşer diye çok korkuyordum Ebru’nun… Ama aşkım benimle ilgilendi daha çok kucağından bile indirmeden oturdu sandalyeye…


Kalın ve kocaman iki parça eti ve yanında tepeleme patates kızartmasını afiyetle yerken… Bekleyemedim ben de masanın altına geçip elimle ağzımla kendi etimin tadına bakmaya başladım… Ne özlemişim bu dev taze parçayı…


Et giren yere dert girmez demişler… Ön sıvıları gelmeye başlayınca çok da uzatmadım ve çıktım masanın altından… O yerken hayran hayran izledim güzel yüzünü ellerini parmaklarını…


Yemeği bitince odamıza götürdüm. Soydum yavaşça o arada kanarya banyoyu hazırladı… Terlemiş antremanda ama hiç aldırmadan kokusuna terli göğsü yaladım. Teri bile güzel kokuyor bebenin… 


Biz de soyunduk ve girdik üçümüz jakuziye. Öyle çok atmış ki sabunları nerdeyse yarım metre köpüğün içindeyiz bir yanında ben bir yanında diğer meleği… İtinayla yıkadık erkeğimizi okşayarak ara sıra da orasını burasını mıncırarak…


Masaj moduna getirip jakuziyi Ersin’i demlenmeye bıraktık… Biz çıkıp kurulandık ve külot ve sütyenlerimizi giyindik tekrardan… Biliyorum borulardan vücuduna tazyikli sular vururken dinlenip kestirmenin zevkini…


Biraz sonra yanına bıraktığımız pufuduk kocaman bembeyaz havluya sarınmış geldi Ersin… Yatakta uzanmış bekliyorduk aramıza aldık… Ve o tiyatro perdesi açıldı… Hisseli harikalar kumpanyası.


Havlunun içinden çıkan şeyi görünce kanaryanın gözleri de yerlerinden çıktı… Hayla dikik duruyor hazırolda bir Prusya askeri gibi… Kaldırdık ya mutfakta… Boşalmadıkça korkma sönmez…


Kokusu misler gibi yayıldı yatağa… Kanaryaya el işareti yaptım buyur manasında. İkimiz aynı anda yaklaştık dünyanın yedi harikasından Olympia'daki Zeus Heykeli’nin aletine.


Minik elini alıp kanaryanın sardırdım kalın şafta… Ben de elimle onun elini sardım… Birlikte sıvazladık aşağı yukarı… Sünnet derisi koca başının etrafında inip yükseldi parlak başının pürüzsüz şişmiş derisi bir göründü bir kayboldu…


Hem demir gibi sert hem patlıcan gibi yumuşak sihirli yarak… Büyüledi ikimizi de elimizde yarattığı his ve görüntünün ihtişamıyla… İyice yanaştık birlikte… Hayranlıkla alete bakıyor dumanlı gözlerle kanarya…


Aynı zamanda birimiz sağdan birimiz soldan öptük kocaman başını bir çocuğu öper gibi… Sonra ağzımızın suyu akaraktan dillemeye başladık… Rahatça alsın ağzına diye ben toplarına indim şaftı yalaya yalaya…


Kanarya küçücük ağzına kocaman başı hırsla sığdırmaya çalışıyor… Sonunda zorlukla ancak başını yerleştirebildi… Tükürükleri bana kadar akıyor tatlı bir ırmak gibi… Zevk zevk üstüne yutuyorum ben de onları…


Sıkılana kadar oynadık kocabaşla ve toplarıyla… Yalaya yuta tadını çıkara çıkara. Ersin bazen zevkten gözlerini kapıyor bazen kocaman açıp gözlerini bizi izliyor… Yine ön sular artınca ağzımın içinde… 


Deliğim açılıp kapanmaya başladı sanki… Artık kavuşma zamanı gelmedi mi? Demek istiyor… Kanaryaya baktım…Konuşmadan anlaşabiliyoruz… Kenara çekildi. 3 yaşlı safkan İngilizime binmek üzere dizlerimin üstündeyim.


Elimle hızalarken deliğime… Akıllı bıdık kanarya arkama geçip önce Ersin’in yarağını yalayarak tükürüğe boğup iyice parlattı… Sonra benim deliğimi dilleyerek parmaklayarak yumuşatıp vıcık vıcık etti.


Ben sokucam aşkım elimle dedi… Ben mest oldum buna… Sanırım Ersin de öyle… Gözlerinde çocukça bir hınzırlık ve mutlulukla bana bakıyor zira. Yavaşça oturmaya başladım… O kadar koskoca ki…


Ben de o kadar daralmışım ki yemeye yemeye… Kanarya yine koskocaman açmış gözlerini… Sığması imkânsız gibi görünen yarağın başının yarmasını bekliyor minicik deliğimi…


Başının küçük bir kısmını ancak alabildim… Acıyla yükseldim tekrar… Elinde hızalamış yarağı bekliyor kanarya… Tekrar bu defa gözlerimi kapatıp oturdum üstüne… Ersin belini yükseltiverince…


İçime geçti tenis topu kadar kocaman yarak başı… İstemsizce çığlık attım acıyla… İçime kalın bir kalas yemişim gibi hiç kıpırdayamadan durdum epeyce süre… Bu arada hem şaftı hem girdiği yeri tükürükleyerek yalıyordu kanarya…


Alışmaya başlayınca deliğim kalınlığa acı biraz azalmaya başladı. Ben de çivi çiviyi söker diye düşünüp kendimi bırakıverdim aşağı doğru… Bilezikten geçerken başı o kadar acıdı ki yine ciyakladım…


Ama kalkmadım bu sefer… Yarısına kadar alıp içime ondan sonra kalktım… Çıkarken deliğimin dudaklarını da dışarı çıkardı kalın şaft… Sonra tekrar oturdum kalktım oturdum kalktım… 


Sonunda dibine yani toplarına kadar oturdum… Yanıyor içim ama nasıl bir tatlı yanmak… Yani acılı patlıcan oturtmayı tekrar pişirdi aşkım kucağında… Nasıl mutlu oldum bu kucaklaşmadan bilseniz…


Üstelik gözlerimden yaşlar akmasına rağmen bir taraftan… Olaylara seyirci kalmaktan sıkıldı aslan parçası… Parçalamak üzere ani bir hareketle kollarımdan tutup silkeleme hareketiyle…


İçimden çıkmadan altına alıverdi beni… Bacaklarımı kırdı dizlerimden… Dizlerimi omuzlarıma doğru itip… Bir iki yumuşak giriş çıkış yapıp suratımdaki tepkiyi ölçtü… Öyle de vicdanlıdır yiğidim aslanım.


Sokarken yarağını… Tam dibine yaklaşınca çakıyor… Çakma işlemini her vuruşunda daha erken başlatarak acıyı da bal eyliyor… En son aşamada… Başının ucuna kadar çıkartıp…


Balyozu dibine kadar basma harekâtına giriştiğinde… Ben ciyaklama çığlıklama inleme ağlama zırlama hepsini birden aynı anda yaşarken… Kanaryam bana sarılmış gözyaşlarımı yalıyordu…


Sonra dudaklarımı ağzımın içini hatta dilimi… Diliyle sevmeye başladı şefkatle… Altta balyoz üstte şefkat… Acım geçti baya baya alıştık buna da… Ersin sikişte hep olduğu gibi olan bitenden habersiz kendi modunda…


Beline kuvvet… Çaktıkça çakıyor koç başını… Koçum benim!!! Kanlı bonfileler yaramış işe… Sarhoşlaştım başım dönüyor zevkten… Her vuruşunda yatakta bir gidip bir gelirken kukla gibi…


Kıpırdayacak mecalim yok ama zorlukla kaldırdım kollarımı Ersin’e doğru… Parmaklarımı kendime doğru getirip götürdüm zorlukla… Bana doğru eğildi girip çıkmaya devam ederken…


Kanaryayla yiyişmemize o güzelim dudaklarıyla katıldı o da… Öpüşme işini üçlü yapmamıştım hatta görmemiştim de hiç… Kimin dili ağzımda kim dudağımın kenarını ısırıyor… Yuttuğum lezzetli tükürük kanaryanın mı aslanın mı?


Epeyce de böyle eğlendik. Ersinim bu pozisyonda sikmekten de hevesini alınca… Yeni yaratıcı bir dizayna soktu bizi… Ebru’yu yatağın baş kısmındaki çıkıntıya bacaklarını iki yana açıp oturttu… 


Beni de onun önüne gelecek şekilde domalttı… Ersin bacakları iki yanımda yarı ayakta durarak üstüme çıkıp girdi bana. Girip çıkmaya başlayınca… Eliyle başımı itip kanaryanın amcığına yapıştırdı suratımı… 


Öpüp yalarken yarığını bızırını… Aslan parçası çakmaya başlayınca tekrardan bana ben de öne doğru Ebru’nun amcığına vurmaya başladım dilimle dudaklarımla giderek bütün suratımla… 


Acayip yaratıcı zevkli amsuyu dolu bir zevk yaşıyorum… Ebru kıvranıyor ara sıra çığlık atıyor nefes nefese inliyor… İyice uzanıp Ersin de katıldı bana… Beraber yalayıp dillemeye başladık Ebru’nun minik kaymak gibi amcığını…


Ne kadar sürdü bu enfes sahne bilmiyorum ama gelmemek için kendimi öyle sıkıyorum ki… Kendimi sıkınca deliğim büzüşüyor tabe… Bu da Ersin’in zevkini artırıyor… Gelmeye niyeti yok çaktıkça çakıyor…


Beni yine öyle bir itti ki Ebru’nun amcığına doğru… Kanarya bağırmaya başladı!!! Elleriyle saçlarıma yapıştı başımı getirip götürüyor yarığının içine adeta… Yine şiddetli ama bu defa bağıra anıra bir orgazm yaşadı…


Seslerden ve kanaryanın aşırı özgün hareketlerinden etkilendi sanırım Ersin… İçimden çıkıp beni ve kanaryayı yan yana sırt üstü yatırdı… Başlarımızı da iyice bitiştirdi. Üstümüze dizlerinin üstünde tersten geldi… 


Yarağını önce kanaryanın ağzına soktu çıkardı soktu… Sonra bana sonra tekrar kanaryaya. Giderek de sertleşiyor… Kendisi de eğilip benim balyozlanmaktan küçücük kalmış pipimi emmeye başladı…


Boğazıma dayadı koca başını bekliyordu… Öyle bir çekiştirerek diliyle oynayarak sikimi emiyor ki… İstemsiz sertleşmeye başladım… Başını kaldırıp indirirken sikimde… Parmağını da daldırınca göt deliğime…


Artık dayanamadım verimkâr petrol kuyusu gibi fışkırmaya başladım ağzının içine… O anda boğazımdan içeri ittirdi yarak başını o da başladı boşalmaya… Boğuluyordum nerdeyse…


Gerçi iyi oldu orgazm da bir nevi ölüm olduğundan daha da çok boşaldım… Ölmeyeyim diye hemen çıktı ağzımdan… Ebrunun ağzına girdi oraya da biraz bırakıp döllerini…


Dizlerinin üstünde yükseldi… Kanaryanın ve benim yan yana yapışık başlarımızın tepesinde… Ne ihtişamlı bir görüntüsü var… Çektire çektire iyice kocaman olmuş yarağını ağzımıza yüzümüze ateş etti durdu şarjör boşalana kadar… 


Öyle güzel öyle şık vurulduk ki… Her tarafımız döl içinde birbirimize sevinçle bakıp gülümsüyoruz… Herkese böyle ölüm nasib olmaz…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sarı Şey 3 ~ bunun intikamını alacam ama

Liseden Üniversiteye 2 ~ ilk

Sarı Şey 1 ~ ben ata