Sarı Şey 11 ~ ikinci defa milli olmanın haklı gururu ve korku






Sarı Şey 11



~~~ ikinci defa milli olmanın haklı gururu ve korku ~~~



Selim içeri girince ona kapıyı açan Melih'e bakmaya başladı. Ben yatakta uzanmaya devam ediyordum. Köpeğe çevirmiş çocuğu iyice. Gözünün içine bakıyor, ne diyecek diye ama Melih o yokmuş gibi davranıyor.

Benim bir gözüm, Melih istemese de açtığım 21,5 inç iMac ekranında oynayan videoda. Melih bunu GT'den indirdiği TBW'nin güzide bölümlerinin en iyi kısımlarından keserek iMovie'de editledi. Sesi kısıp müziği açmıştım. Bu da ayrı bir hava katıyor geceye.

Bazen dandik modeller kullansa bile yine de, TBW kendi alanında bir numara. Ondan daha iyi olanlar da var ama torrentte videolarını bulmak biraz zor. Şu ana kadar 120'den fazla bölüm çektiler. Bu önemli bilgiler yaşamımda bir işime yarayacak mı bakalım.

Kapıyı açtıktan sonra, gelip yanıma uzandı tekrar Melih. Sarıldı, Selim bok gibi kaldı ayakta. Şaşkın bize bakıyor. Boynumu öpmeye başlayınca Melih, Selim sinir oldu yere çevirdi yüzünü. Ben ittim Melih'i. Selim'e baktım.

Skinny bir jean giymiş kısa paça. Üstünde koyu gri arkası daha uzun tişörtlerden tüm poposunu örten. Açık mavi bir mont üzerinde. H&M made hepsi sanırım. Biraz daha uzun boylu ve zayıf olsa al manken yap. Bu da minik balık etli modelimiz.

Saçlarını da albatros kestirmiş fazla abartmadan. Yüzüne düşen perçem güzel duruyor. Saçlarım iyice uzasın ben de böyle kestiricem. Boyu benden biraz kısa, bu da iyi. Yüzü çok güzel değil ama temiz ve biraz da kız gibi çekici. Ayakları çıplak ve küçücük, çorap giymemiş.

“ Soyun”

Dedi Melih. İkiletmeden montunu, tişörtünü çıkardı, sonra da pantolonunu. Montunu iskemleye astı, diğerlerini de katlayıp komidinin üzerine koydu. Hareketleri, elbiselerini itinayla katlaması filan oldukça feminen. Koyu mavi minik kedi resimleri olan küçücük bir külotla kaldı.

Belki de kız külotu. Önü dümdüz, yok gibi sanki altında bir aleti. Ya da bacaklarının arasına sokmuş, bilemedim. Ama güzel gözüküyor, profesyonel olmuş iyice küçük ibne. Vücudu etli biraz ama teni çok güzel çikolata gibi ve parlıyor.

Poposu ve memeleri şişkince. Melih çenesiyle altını işaret etti. Arkasını dönüp külotunu da çıkardı. Tekrar döndü bize doğru. İki elini bacak arasında birleştirmiş, görünmesin diye önü. Öylece merakla bekliyor Melih'in ne diyeceğini.

Melih parmağıyla, gel, işareti yaptı. Gelip yatağın yanında durunca elinden tuttu, elleri açılınca önü gözüktü, ufacık bamya gibi bir şey ve sünnetsiz. Şaşırdım ama küçük olmasına sevindim. Kalkınca başka bir kimliğe bürünmüyorsa, benimkinden küçük olması gururumu okşadı.

Ama ben Melih'le boy ölçüşemem tabi o harbi dev. Tuttuğu elinden çekti üstünden atlatıp ikimizin arasına yatırdı Selim'i. Elini de benim silibin üzerine bıraktı. Ben heyecandan sertleşmiştim. Avucunu sıktırıp ilk yoklamasını yaptı Selim ve bana bakıp gülümsedi.

Bembeyaz dişleri çok güzel görünüyor koyu renk teniyle. Diğer elini de Melih'in önüne attı. Ama Melih, Ata'yla ilgilen sadece, dedi. Bana doğru döndü ve ilk defa konuştu. Genizden ve yaya yaya kelimeleri konuşuyor, ince sesiyle.

“ Sertleşmişsin baya, çıkarabilir miyim”

“ Evet”

Silibi sıyırdı, bizim küçük sarı şey çıktı ortaya. Elini atıp biraz sıvazladı, kalbim deli gibi gümbürdüyor. Kafasını bastırdım aşağıya, göğsüme indi ve yalamaya başladı vücudumu. Dili tam bir zevk dağıtıcısı. 

Melih'den bile daha güzel yapıyor. İsteyerek ve iştahlı, bayıldım bu işe. Bir an önce becermek istiyorum ama o kadar usta kullanıyor ki dilini, dudaklarını ve bazen de dişlerini, gözlerim kapandı ister istemez.

Kendimi ona bırakmak en iyisi. Yalarken bir taraftan da vücudumu okşuyor, pofuduk pamuk gibi elleriyle. Göbek deliğime dilini sokunca beynime kadar karıncalandı vücudum. Sonunda aletime geldi ve ucunu öptü.

Büyüklerin ellerinden küçüklerin şeylerinden... Sevdim aletime gösterdiği saygıyı. Beş altı defa öptükten sonra ucunu emmeye başladı, dilini öyle bir çeviriyor ki ağzının içinde, çok zevk alıyorum. İstemeden titriyor vücudum arasıra.

Sonra birden dibine kadar aldı ağzına ve sokup çıkarmaya başladı. Ucu boğazına değince sanki oraya da sokmak ister gibi bastırdı. Gırtlağında daracık bir deliği zorladım. Zevkten gebermeye başladım. Bu çocuk nerden öğrenmiş bunları şaşırdım.

Biraz daha derine alırsa geleceğim. Kafasını saçının perçeminden tutup çektim. Anladı çekildi dirseğine yaslanıp bana baktı. Ben Melih'e baktım, gülüyor. Ben de ona güldüm ve baş parmağımla işaret parmağımın uçlarını birleştirip, perfect işareti yaptım. Melih Selim'e bakıp,

“ Hadi bakalım şimdi esas marifetlerini göster Ata’ya"

Dedi. Kalktı Selim ve çekmeceden azıcık krem alıp deliğine sürdü. Tekrar aramıza yatıp, bana arkasını döndü. Bacağının birini ayırdı. Melih'le öpüşmeye başladılar. Tuttu aletimi ve deliğine sürdü, ucu kreme bulaşınca bastırdım, flop diye girdi ve dibine kadar soktum.

Yavaş lütfen, diye inledi. İşte bu, en zevkli kısmı. Becerdiğin kişiyi inletebilmek. Dinlemedim bile onu ve girip çıkmaya devam ettim kasıklarından tutup. Öne kaçmaya çalıştı bırakmadım. İkinci defa milli olmanın haklı gururunu yaşıyorum. Milli takımda devamlılığımı sağlamak asıl hedefim.

Kasıklarındaki elimle önünü kontrol ettim. Önündeki bamya iyice küçülmüş. Bu iyi bir yatakta iki alet yeter de artar bile. Melih'in iki kişilik sayılır zaten. Biraz sonra, omuzundan bastırıp yüzükoyun yatırdım ve arkasına diz çöküp poposunu ayırdım.

Deliği gül koncası gibi ve teninden biraz daha koyu, sütlü ile bitter çikolata ikilisi gibiler. Bayıldım, bu kadar güzelini pornolarda bile her zaman göremezsin. Eğilip tam üstüne bolca tükürdüm ve parmağımı soktum içine.

Sonra iki, üç derken dört parmağımı da soktum, yatağı ısırıp acıyla ahlıyordu. Hiç aldırmadım, Melih o arada sussun diye aletini soktu ağzına. İştahla yalamaya başladı ve kesildi sesi. Biraz seyrettim, manzara enfes düşlerini kurduğum top konumdayım üstelik.

Tekrar dayadım aletimi ve soktum. Bu sefer, zevkle inledi ve elini kalçama atıp kendine doğru çekti belimi. Ben de ellerimle yatağa tutunup çatır çatır sikmeye başladım Selim'i. Ben vurdukça kasıklarımla poposuna, daha sesli inlemeye başladı altımda.

Ne ara arkama geçti göremedim Melih, sarıldı bana. Selim görmesin diye onun ensesine bastırıp yatağa gömdüm yüzünü. Boynumu öpmeye başladı Melih puştu. Git diyemiyorum öyle zevkli bir yerindeyim ki, sıcacık içi Selim'in ve arasıra sıkıyor kaslarını, öldürücü...

Arkama değdiriyor aletini Melih, ben ittiriyorum onu. Sokarsan sıçarım ağzına, dedim kulağına. Başımı çevirip dudaklarıma yapışınca kendimden geçtim. Elimi arkaya atıp aletini tuttum, önüme çektim onu.

Dizlerinin üzerinde Selim'in sırtının üstüne oturunca, koca dev karşımda durmaya başladı. Eğilip ağzıma aldım ve deli gibi sokup çıkarmaya başladı Melih. Alıştırdı aletine beni iyice, Selim'i becerirken bile ona hayır diyemedim aq.

Epey ben sapladım Selim'e ama bu hızla devam edersem patlayacağım ve daha sürsün istiyorum. İttim Melih'i yana ve Selim'i sırt üstü çevirdim. Melih'e üç kravat vermesini söyledim. Selim'in gözlerini kalın olanıyla bağladım.

Diğerleriyle de el bileklerini, ayak bileklerine bağladım. Poposu kabak gibi açıldı. Fetishe bağlayalım biraz da ne desem yapan birini bulmuşken hazır. Önü sönük. Bana takma ihtimali de yok, kaymaklı ekmek kadayıfı yani.

Melih'e işaret ettim. Önüne gelip dayadı aletini ve yavaşça soktu kafasını. Selim benimkinden sonra nerdeyse iki misli kalın aleti alınca dudağını ısırmaya başladı ama hiç bir şey söylemedi. Kalkıp kremi getirdim.

Melih'in arkasına geçip kalçalarından tutup biraz domalttım. Deliğine sürdüm kremi. Melih şaşırdı çekilmek istedi, kulağına eğilip, izin verirsen ben de veririm yoksa giderim, dedim. Suratını buruşturup, girdi dibine kadar Selim'e. Ahh, diye bağırdı çocuk.

Kalkıp müziğin sesini biraz daha açtım yoksa Melih'in annesi babası kapının önüne gelirlerse duyabilirler bizi. Tekrar geçtim arkasına Melih'in, hafif domalınca girip çıkarken Selim'e, kabul ettiği anlaşıldı. Değdirdim ucunu, önce ıhhladı biraz, anlamaz Selim umarım.

Ses çıkarmasın diye kafasını beklettim biraz, gevşeyince devamını da soktum. Off Melih'i yapmak daha zevkli. Gerçekten erkek olan birini beceriyor olmak, bunun gururu bambaşka. Epeyce yaptıktan sonra Selim de Melih'in iri aletine alıştı.

Ahlamalardan, yine kesik kesik zevk inlemesine geçti. Ben artık dayanamıyorum ve gelmek istiyorum. Çıktım Melih'in içinden Selim'in yanına gidip ağzına soktum. Biraz gidip geldikten sonra tepesine çıktım ve boğazına bastırmaya başladım öğürünce çıkarıp tekrar sokuyorum.

En sonunda boğazına bastırdım iyice, gözleri bağlı olmasına rağmen yaşlar akıyor. Gelmeye başladım. Sanırım boğazının içine girdi aletimin başı ve tamamen boşalıncaya kadar çıkarmadım. Elleri bağlı olduğu için yuttu hepsini zorunlu.

Suratı kıpkırmızıydı ve boğulacak gibi öksürüyordu Selim. Nasıl alıştırmışsa Melih, hiç sesini çıkarmıyor yapılanlara. Melih hiç bir şey olmamış gibi sokup çıkarıyordu poposuna Selim'in. Çocuğun haşadı çıktı.

Kenara yatıp izlemeye başladım Melih hayvanını, kol gibi giriyor. Selim'in aleti ufacık kaldı nerdeyse yok. Simsiyah küçük bir bamya gibi sallanıyor önünde, Melih vurdukça kalçasına. Gözlerini görmediğim halde suratı mutlu gibi. Sorun yok o zaman.

Selim'in beli acıdı bu garip pozisyonda, Melih'in acımadan hayvan gibi çakmasına. Yalvardı Melih'e, çöz, diye. Çıktı içinden Melih ve çözdü ellerini. Gözlerini açmadan elinden tutup kaldırdı yataktan ve tuvalete götürüp soktu, kapıyı da üstüne kilitledi.

“ Sıra ben de aşkım, hadi Ata”

“ Aşkına da sana da çakayım ibne. Yavaş gir, dipleme de amına koyarım yoksa. Yürüyerek çıkmak istiyorum burdan”

Epeyce ve her pozisyonda becerdi it beni. Elimde olmadan zevk aldım. Ama belli etmedim ona hiç. Herif gelmek nedir bilmiyor. Ben dayanamıyorum bu kadar. En son karı gibi sırt üstü yatırıp misyoner de becermeye başladı.

Üstüme yatıp, kalçasını hareket ettirirken, dudaklarıma da yapışınca iyice kendimden geçtim. Elimde olmadan inliyorum. Karnım ve aletimin ucu karıncalanıyor sanki bana çaktıkça. Puşt beni de robota çevirdi, o kadar da güzel öpüyor ki...

~~~

Melih ben bayılmadan içime gelince zorlukla kalktı üstümden. Sırt üstü yığıldı kaldı yanıma. Ben kalkıp Selim'i çıkardım banyodan. Üçümüz yattık yatağa çıplak, ortada Selim. Melih kalkıp masasının altındaki küçük buzdolabından kutu kola açtı bir tane.

Üç bardağı yarısına kadar doldurdu. Üstüne de cin koyup getirdi. Cin ne alâka, dedim. Selim'in annesi eve girerken ağzını kokluyormuş. En az kokan içki buymuş. Her boktan anlayan ev sahibimize teşekkürlerimi sunup dayandım bardağa.

Buz gibi cin-kola çok iyi geldi. İlk defa içtim cini, tadı tuhaf ama hemen etkisini göstermesi hoşuma gitti. Selim Melih'e sarılmak istedi. Bana doğru itti onu, bana dönüp sarıldı bütün vücuduyla ve göğsüme koydu yanağını. Sıcacık ve yumuşacık vücudu ama sımsıkı da, sevdiğim gibi.

Sonra başını kaldırıp baktı bana. Gözleri o kadar güzel ki. Sanki, iyi ki seviştik, der gibi bakıyor. Ne kadar kendiyle barışık biri. Ne istediğini biliyorsa gerçekten o zaman sorun yok, ama sadece karşısındaki erkekleri mutlu etmeye programladıysa kendini yazık.

Bunu teyzem, derin sohbetlerimiz de öğretmişti bana. O ne derse can kulağıyla dinlerim. Hayat tecrübesi derin, bir sürü sevgili eskitmiş biridir. Şu an otuz dokuz yaşında, ona göre çıtır yirmi beş'lik sevgilisiyle yaşıyor. Tabii ailede herkes kıl bu duruma. Ama o takmaz.

Başkaları için yaşama, kendin için yaşa. Sen kendin olabilirsen gerçekten, o zaman başkalarıyla birlikteliklerin de onları mutlu edebilirsin. Sırf karşındaki için yaşarsan bir süre sonra ilişki monotonlaşır ve biter. Buna arkadaşlık da dahil sevgili olmak da, demişti.

Umarım Selim böyle yapmıyordur. Neden onun için üzüldüm bilmiyorum ama ses çıkarmadan ne desem yapmış olması biraz vicdan yaptı ben de ve kanım ısındı bu çocuğa. Bana tatlı tatlı bakmaya devam edince uzattım başımı ona doğru.

Nasıl yapıştı dudaklarıma, bunu bekliyormuş deminden beri. Onu becerirken öpmedim hiç. Aklıma bile gelmedi. Ama yalaması gibi, öpüşmesi de enfes ve kendine özgü figürlerle bezeli. Ağzını ve poposunu kullanmayı iyi biliyor.

Epeyce öpüştük, ben bırakmasam bırakmaya niyeti yok. Ama yanaklarım ağrımaya başladı artık. Melih'e baktım mutlu bizi seyrediyor. Yarım saate yakın içimde kalınca keyfi yerine geldi puştun. Artık çektim kendimi, bıraktı Selim ve bana bakıp,

“ Çok teşekkür ederim öptüğün için öpüşmeden yapınca çok kızıyorum”

“ Ben de teşekkür ederim. Öpüşme dışında nasıldım”

“ Harikasın ve çok yakışıklısın seni tanıdığıma çok memnun oldum”

“ Sen Melih'i sevmiyor musun”

“ Aşığım ama o beni sevmiyor. Ben de alıştım bu duruma ve kabullendim. Sizin aranız da ne var”

Melih'e baktım bozuldu veya kıskandı mı diye. Aldırdığı bile yok sevmiyor ki Selim'i kıskansın. Yazık bu çocuğa be. Şimdi Selim'in sorduğu soruya Melih, aşığım ben Ata'ya, filan diye cevap vermesin diye atıldım hemen lâfa.

“ Sadece arkadaşız, ortak diğer noktamız ortak birilerini becermek”

Bu söylediğime ikisi de ama en çok Selim güldü. Gülerken garip sesler çıkarıyor. O kadar içten yapıyor ki her şeyi sanırım bazı haraketlerini kontrol edemiyor. Değişik bir ses tonuyla konuşmak, sevişirken inlemek ve ahlamak veya garip gülmek gibi şeyler işte.

Ama o kadar sahici ki, insanı rahatsız etmiyor bir süre sonra... Saate bakmak için telefonu aldım. Off ya ablamdan bir yığın cevapsız yine. Bir de ölüm tehditleriyle dolu uzun bir mesaj atmış, saklayıp savcılığa versem içeri atarlar potansiyel seri katil diye bu kızı.

Saat 10:30 olmuş, akan zaman geçen zaman, ne çabuk la. Ne güzel orgazm sonrası keyfi yapıyorduk alkol eşliğinde yatakta pamuk gibi oğlanımla. Ne diyorum ben ya, nerden benim oluyor? Neyse genç yaşımda ölmek istemiyorum.

Daha yaşanacak çok orgazmlarım var. Çıkmak için giyinmeye başladım. Melih, sen de çık, dedi Selim'e. O da sevinçle giyinmeye başladı. İyi de neden seviniyor bu, Melih neden bizi beraber göndermek istiyor.

Melih beni rahatça becermek için aramızı mı yapıyor Selim'le, anlamadım. Ama sonuçta bu gün Melih'i yaptım ben de ve biliyor karşılıksız vermeyeceğimi artık. O zaman Selim'i neden kullanmaya çalışıyor. Vardır bu puştun bir planı kesin.

Giyinip indik Melih'in odasından aşağıya. Melih'in annesi Selim'e bir garip bakıyor. Durumları hafiften çakaloz her halde ama bir şey de diyemiyor Melih'e. Babası ortada yok allahtan. Ben yarım yamalak giydim ayakkabımı ve fırladım dışarı bir şey demeden, utandım çünkü.

Selim aldırmadan yanıma geldi asansör beklerken. Asansördeyken, ben bu sitede oturuyorum burda vedalaşalım mı, dedi. Tamam, deyince asansörü durdurdu. Birden dudağıma yapıştı. Niyeti anlaşıldı. Kıyamadım ona o kadar sevgiye aç ki. Fazla uzatmadım ama.

“ Biliyorum Melih hayvan gibi davranıyor bana ama bir şey diyemiyorum işte, acıma bana. İyi ki de diyememişim seninle tanıştım sayesinde. Tanıdığım en uzay erkeksin inan. Senin gözlerin hem deli hem de çok güzel bakıyor. Sana bakınca insan olduğumu hissediyorum. Ne olur kızma ama ben seni çok sevdim ve bana iyi davrandığın için teşekkür ediyorum”

Ne cevap vereceğimi bilemedim. Anladı o da uzatmadı konuşmayı ve cevap beklemedi. Bu defa, telefon numaramı istedi. Vermek istemedim. Yalvarıyor, rahatsız etmem söz, diye. Bir an önce şu asansörden çıkmak için verdim, ver kurtul.

Sonunda çalıştırdı tekrar asansörü ve normal yaşama döndük, dondurulmuş zamandan. Bu benim başıma belâ olmaz umarım. Bu işlerde ben Melih kadar yetenekli ve tecrübeli değilim. Elime yüzüme bulaştırırım her şeyi kesin.

Annemi saymazsak, babam ve yakın markaj denetleyici ablam, Melih'in ailesi gibi rahat tipler değil sonuçta. Onun yaptıklarını yapamam ki ben. Neyse artık dersler düzeldi de evde hapis hayatından kurtuldum.

Ablam Selim'le yaptıklarımızı bilse veya Selim'le beni yan yana bile görse belki, bırak hapsi, mesajdaki tehditleri hayata geçirme ihtimali yüzde yüz sınırlarını bile zorlar. Sitenin çıkışına kadar geldi Selim, kurtulamıyorum.

Arkamdan mahsun el sallayan Selim'e bakmamaya çalışarak; içim bir hoş, rahatlamış ama biraz da korkarak yollandım eve. Ablam beni bekliyordur yeni müjdelerle...

≈≈≈


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Liseden Üniversiteye 2 ~ ilk

Sarı Şey 3 ~ bunun intikamını alacam ama

Sarı Şey 17 ~ sorun değil iyi eğlenceler