Liseden Üniversiteye 117 ~ bulanık ince çizgim


Liseden Üniversiteye 117



~~~ bulanık ince çizgim ~~~



~ en çok ,istediğimiz şeye kavuşmak için 
~ en çok istediğimiz bir şeyden vazgeçmemiz gerekir
~ yani onu kurban etmek
~ en kıymetli kurban en masum olanıdır
~ en masum kurban kuzudur
~ ve bir de kurban ettiğimiz şeyi yeriz
~ yani o bizim içimize girer bizim olur sonsuza dek
~ kanını akıttığımız şey kanımız olur




Bu kız tam sevmelik bir kedi. Beyaz bir kedi ya da sarman. Mert malumunuz beyaz kurt. Bi de kara kuzum var. Hayvanat bahçesi gibiyiz. Ben hangi hayvanım acaba. Olsa olsa sincap ya da tavşan. Tavşan gibi domalırım ya. 

Önündeki şeyi unutturmak için bir mevzular açmam gerektiğini düşündüm. Yoksa o beni fena açacak. Zorlukla da olsa ayağa kalktım. Ne ağırmış eli de bir kızdan beklenmeyecek ölçüde. Zaten merak ettiğim konuyu açmalı.

“ Gökçe, Mert’le aranız neden bozulmuştu. Şimdi ne oldu da düzeliverdi”

Kolumdan tutup yatağa oturttu beni. Çırılçıplak götümün dibine oturdu. Vücudunun sıcaklığı ısıttı beni. Kaynama noktası tehlikeler içeriyor. Önünde ki koca şeye bakmamaya çalışarak gözlerinin içine diktim gözlerimi.

“ Mert ben Alex’le çıkmaya başlayınca çıldırdı. Önce onunla kavga etti gücü yetmeyince benden uzaklaştı. Oysa ben ikisini de seviyordum. Ama Mert kaldıramadı bunu kendinden küçük oğlanlarla birlikte olmaya başladı. Onları ben gibi mi hayal etti yoksa Cihan’la benden önce de mi beraberdiler bunu bilmiyorum. İki noktasına nüfuz edemedim Mertin bir Cihan iki sen. Onun dışındaki tüm oğlanları deşifre ettim ve teyzem sayesinde uzaklaştırdım ondan. Seni de söyledim ama nedense teyzem aramadı ya da aradı ama annen aldırmadı bilmiyorum… Neyse şimdi bunları boşver işimize bakalım”

İşimiz ne ola ki acaba? Sarıldı bana bu defa öpücük Fransız’a dönüştü. Ben yine dudaklarımı aralamadım. Şöyle bir uzaklaşıp sinirli baktı, elini kaldırdı. Anladık yine vuracak. Dur mânasına, avuç içlerimi ona doğru uzattım ben de. 

“ Ne yapman gerektiğini biliyorsun. Öğretmiştir sana Mert. Görevini yap anlaştığımız gibi yoksa anlaşmayı bozarım. Seni de fena bozarım elim ağırdır”

Gördük biraz önce. Azıcık kız olsan tipinle uyumlu amcık karı. Diliyle yalayınca araladım mecbur dudaklarımı. Bunun ağız içi mukozası da bir değişik içi dondurmalı irmik helvası gibi. İstemsizce gözlerimi kapadım.

Yatağa yatırdı üzerime çıktı boğazıma girecek dili nerdeyse. Dudaklarımı ısırmaya başladı. Kanatacak nerdeyse amına kodumun karısı. Neyse ki acıya alışkın bir bünyeye sahibim. Yine dudak, dil, diş karışımı nağmelerle boynuma…

Oradan meme uçlarıma, göbeeme kadar geldi. Her yerimi morartacak. Ben inim inim inlerken sonunda çatlamak üzere olan apolloyu kavradı. Merak edip gözlerimi açıp kafamı hafif kaldırıp ona baktım. Hınzırca ve orospuca bir merak ve şehvetle gülüyor.

“ Küçük ama güzel pipin”

Güzeldir ama şanssız yavrucak. Az biraz Buğra’nın ağzında veya içinde tabiatını yaşama şansı buluyor. Bir de Mert abisi onunla oynarsa. Sikilmem konusunda ne düşünüyor bilmiyorum. Bu arada bacım, erkeklerin şeyleriyle pipi diye alay edilmez. 

Kıskanmanın alemi yok. Dondurmalı irmik helvasıyla tanıştırdı apolloyu. Nasıl bir tecrübeyse toplarım dahil bütün takımı aldı ağzına. Bunu da hiç yaşamamıştım. Acayip zevkli geldi nerdeyse ben de geleceğim ama tutuyorum kendimi.

Hemen geliverdin filan diye alay eder benimle. Birden kalkıp üzerine uturdu off içi jelibon gibi ya la bunun. Öyle bir oturup kalkıyor ki toplarımı patlatacak nerdeyse. Omuzlarımdan tutup hoyratça üzerine çekti beni.

Önünde bağlı duran hayvani dildoyu söküp attı. Oh neyse kurtulduk. Apollo ilk defa sikilmekten kurtardı beni. Her işe yarar benim güzel miniğim. Şimdi ne olacak derken, sırt üstü yatıp açtı incecik ipek gibi bacaklarını. 


Apollo acayip memnun halinden zira altında yatan kız harbi çok güzel üstelik yarı oğlan yarı kız gibi tam sevdiği tür. Boynumdan tutup yatırdı tamamen üzerine kaburga kemiklerimiz iç içe geçti. Kendinden geçti ve öpmeye başladı tekrar.

Ben de belimi indirip kaldırdım jelibon kutusunun içine. Çok hoşuna gitti. İnliyor, öpüyor ve elleriyle bir sırtımı bir popomu kavrıyor beni kendine iyice bastırırken… Gerekli süre çalıştım üstünde. Acayip bir çığlık attı sonra kafasını geriye attı gözlerini kapadı ağzını açtı… 

Epey öyle durdu. Nefes bile almıyor sanki. Gözlerini yavaşça açtı. Ama gözbebekleri görünmüyor. Ulan Exorcist filmine döndü iş. Güzel gözbebekleri görünmeye başladı sonunda. Suratına bir gülümseme yayıldı…

“ Fena geldim ama sen durma devam et ve sakın içime gelme, onun dışında nereye istersen akıt güzel çocuklarını”

Ben de ne yapayım görev telâkki ettim kollarımın üstünde yükseldim ve iyice vurdura vurdura siktim. Tekrar inlemeye başladı. İyice kendine doğru çekti bacaklarını ve amcığıyla sanki sıktırmaya başladı beni…

Benim de dayanacak gücüm kalmadı gelecekken emri aklıma geldi çıktım içinden. Nereye geliyim, dedim. Ağzını açtı üstüne gittim çektirmeye başladı beni ve o da önüyle oynamaya başladı. Ağzına soktuğunda ben de patladım. Akıtırken ağzına…

Bu defa kendi eliyle ve titreye titreye o da ikici defa geldi. Hepsini yaladı yuttu. Sonra beni yanına itip boynuma sarıldı. Bacağının birini bana doladı. Sıkıca sarıldı. Öyle de güzel kokuyor ki. Nerdeyse tekrar erekte edecek beni. Nasıl bir ipeksi ten nasıl bir yumuşak sertlik anlatamam…

“ Sen neymişsin be piç iki defa üst üste bu güne kadar ilk oldu. Giriyim mi ben de sana?”

“ Bak ben ne dediysen yaptım n’olur o aleti kaldır görmek bile istemiyorum”

“ Tamam merak etme iyi becerdin beni, ödül olarak affettim güzel poponu. Senin kadar güzel biriyle ilk defa yapıyorum. Bırakmam seni bundan sonra ona göre”

Bırakma sen de gel sürüye katıl. Mert’le Cihan’ın düşü gerçek olsun içinde döllerimiz karışsın birbirine. Bir oğlan çocuğu peydah et bize. Ayy kız sahi kim bilir ne güzel olur bebecik. Bir anda kapı sesi gibi birşey duyuldu.

Ben kendimi çekmeye çalıştım ama bırakmadı. Örümcek kadın gibi sarmaladı her yerimi. Off ya Mert’e yakalatmak istiyor beni. Gıcık, orospu bu kadar güçlü olmak zorunda mısın. Nefes aldırmadı kapaklandı sanki üzerime.

Ben de Mert’i görmemek için gözlerimi kapadım. Böylece o da bizi görmez umuduyla. Ama işler öyle olmuyor tabe. Gürleme sesini duyunca mecbur açtım gözlerimi. Mert çok sinirli bana bakıyor. Gökçe’de sonunda yedirim mi yarra der gibi mutlu bana bakıyor.

Ben de elimle önümü örtebildim sadece. Gürleme sesinde Mert ne dedi ben korkudan birşey anlayamadım. Cevap vermem gerekiyor mu acaba diye ona baktım. Sonunda itiştire çekiştire kurtuldum örümcekten. 

Kalkıp şortumu giydim. Heryeri yer yer kızarık yer yer morarık vücudumu örtecek birşeyler aradım ama bulamadım. Şimdi ne demeli ne yapmalı hızlıca düşünüyorum. Birşey bulamıyorum ama dile gelmem zorunlu.

“ Mert ben istemedim Gökçe zorladı. Hataydı özür dilerim”

“ Ne hatası lan. Böyle şeyler için adam öldürenler var göt”

“ Öldürebilirsin aşkım sen de beni ama ben adam değilim ne yazık. Değmez yani elini kana bulamaya. Zaten o dediklerin normal insanlar için. Malûm senin buyurduğun üzere bizler normal insanlar değiliz”

“ Her boka da cevabın var senin amına koyım!”

“ Koyuyosun zaten”

“ Cevap verme artık öldürtecen kendini”

“ Ah keşke. Ama sen benim iyiliğime birşey yapmazsın ki. Çünkülük işkence olmaz o zaman”

“ Kes lan siktir git istemiyorum seni artık”

Ben yalvaran gözlerle Gökçe’ye baktım. Hâlâ ziynetleri meydanda yatıyor fahişeler gibi. Hani anlaşmamız vardı ben senin köpeğin olucaktım sen de beni koruyacaktın. Gir dedin girdik içine sen de girsene devreye de kurtar beni. Birden kalktı yataktan.

“ Mert doğru söylüyor Can, ben zorladım onu hatta dövdüm. Bu senin ki iyi beceriyor ama kendini korumaktan aciz bir piç. Bırak kalsın, beraber dönersiniz İstanbul’a okulu yarım bırakamazsın babana söz verdim biliyorsun”

Aslanım be öyle de otoriter bir konuşma tarzı var ki. Öyle de güzel memişleri var ki onların üstüne geldi mi Mert acaba? Valla yalardım sütünü aşkımın ki. Neyse bunlar ne alâka düşünceler. Bu arada bu karı neden bana durmadan piç diyor. 

Bir bildiği mi var? Üzerinde etkisi harbi fena kuvvetli, Mert yere bakıp düşünmeye başladı. Ne olur lehimize bir içtihat yarat da dost düşman görsün bizim aşkımızın bitmez sonsuzluğunu. Mert’in gözü yerde yatan devasa dildoya takıldı, gülmeye başladı.

“ İçine mi girdin bununla”

“ Giricektim ama istemedi. Ben de yatakta ki başarısından dolayı azat ettim”

İyi bu defa piç demedi. Deniz diplerinde ki başarılarımdan sonra yatak başarılarım da uluslararası derecelendirme kuruluşlarınca tescillendi. Bir an evvel bir karar verse de ben de göte dönmüş vücuduma giyecek birşeyler bulmak için içeri gitsem artık.

“ Ne o kızlardan da mı dayak yemeye başladın artık”

Hee eet kıslardan da yiyom dayak. Hoşuna mı gitti. Komik mi buldun yoksa. Ama kesin mutlu olmuşsundur sen. Benim canım yansın sana en büyük mutluluk. Bu söylediğine cevap vermedim doğal olarak.

“ Mert kalıyım yalvarırım. Bak seni görebilmek için buraya kadar geldim”

Birşey demeden içeri gitti. Gökçe çenesiyle bir işaret yaptı Mert’in ufuk çizgisine doğru. Arkasından git, demek istiyor. Senin mi onun mu köpeğiyim bir karar verin. Salona geçtim, neyse çekip gitmemiş oturuyor uslu uslu.

“ Mertcim viski veriyim mi?”

Bu arada hızlıca eşofmanımı ve tişörtümü giyiverdim. Başını hafifçe salladı. Yalakalığa devam etmek ve aramızda oluşabilecek buzları eritmek adına birşeyler daha söylemem gerektiğini düşündüm.

“ Kendime de alabilir miyim izin verirsen”

Buna cevap vermedi, öyle zart zurt lüzumsuz konularda meşgul etme beni demek istiyor sanırım. Gökçe geldi neyse en azından götünü zor örten bir külot ve olduklarından da daha güzel gösteren bir sütyen geçirmiş minik memişlerine.

Mert buna geçiriyor muydu ben yokken acaba? Ya da üçlü mü yapsak acaba? Bilemedim, gidip üç bardak viski ve soğuk su kapıp sahiplerime ikram ettim. Kendiminkini hızlıca yarılayınca, basılmadan ve akabinde kovulmadan doğan korkum ancak azaldı.

Mert de bitirince bardağını gidip içerden şişeyi kapıp getirdim ve hizmete devam ettim. Kafası hafif güzelleşince bana dönüp baktı. Ben de ona bakıp gülümsedim ne yapacağımı şaşırıp. Birşey söyleyecek ama ne karar veremiyor.

“ Nereye gitti senin oğlan”

Benim oğlan Buğra oluyor. Nereye gittiğini bilmiyorum ama. Şimdiden onu özlediğimi biliyorum. Çünkülük, birine aşık olmakla birbirine aşık olmak arasında ince bulanık bir çizgi var. Benim ince bulanık çizgim Buğra.

Dumanlı gözleri delik deşik ediyor her yerimi. En çok da kalbimi. Patlayacak gibi atıyor ama temiz kan pompalayamıyor zahif vücuduma. Zahir kalbimin içinde bir de Mert komutan var. İkisi bir arada kalbime sığmıyor, taşıyor…


≈≈≈

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sarı Şey 3 ~ bunun intikamını alacam ama

Liseden Üniversiteye 2 ~ ilk

Sarı Şey 17 ~ sorun değil iyi eğlenceler