Liseden Üniversiteye 12 ~ sadece beni sev istiyorum ©





Liseden Üniversiteye 12



~~~ sadece beni sev istiyorum © ~~~

~~~ ben sadece ve hayat boyu seni seveyim istiyorum ~~~




Moda'da, az da olsa deniz manzaralı, cafe lokanta arası tarzda bir yere götürdü beni. İçerisi doluydu. Mekanın sahibini tanıyordu Mert, konuştular. Adam saygılı bir şekilde benim de elimi sıktı. Bize güzel bir masa gösterdi oturduk. Sonra diğer masalardan bir kaç kişiyle daha selamlaştı Mert. Devamlı geldiği bir yerdi sanırım.

" Beğendin mi burayı" dedi.

" Bayıldım, denize yakın olmayı çok seviyorum. Neden bilmiyorum, deniz bana sonsuzluk hissi veriyor her halde"

" Ben içki içmek veya yemek için çok eskiden beri buraya gelirim. Gelenlerin çoğunu da tanıyorum zaten. Çünkü bizim lise buraya çok yakın. Bu arada ailem de burada oturuyor. Buralarda büyüdüm yani"

" Arkadaşlarının olduğu bir yere beni getirdiğin için teşekkür ederim "

" Sana söylediğim gibi, ben başkaları ne der, diye düşünen biri değilimdir, her konuda ne yazık ama ..."

Bu son söylediğine ikimiz de epey güldük. Selamlaştığı masalardaki tipler durmadan bizim masaya bakıyorlardı. Kızlar özellikle, gıcık oldum… O anda cafeye biri kız üç kişi girdi. Kız Mert'e merhaba dedi, Mert de soğukça başını salladı.

" Bu arada ailem deyince aklıma geldi tek çocuksun sen herhalde hiç kardeşten filan bahsetmedin yani"

Nedense durgunlaştı birden ve bu konuyu kapatmak istermiş gibi kısaca,

" Evet" dedi.

Uzatmadım ben de. Yemekleri söyledik, ben yine pizza, o ise et.

" Ne içersiniz dedi" mekân sahibi.

" Bence içki içmeyelim ders çalışıcağız" dedim.

Portakal suyu söyledik.

" Sıkılmıyor musun dersten"

" Alışkınım sanırım, pek sıkılmıyorum. Sonuçta bütün çocukluğum hep ders çalışarak geçti. O nedenle, bir çok konuyu kolayca anlarım, derslerle ilgili tabii. Hayatla ilgili değil, yani"

Söylediğim şey Mert'in hoşuna gitti ve güldü.

" Benim tam tersim yani. Benim derslerim hiç iyi olmadı. Öğretmenlerle aram hep iyiydi ve o sayede sınıfta kalmadım hiç. Ama ilk yıl iyi bi puan alamadım üniversite için. Ben de tekrar girdim, neyse ikinci yıl burs alamasam da buraya girebildim işte. Hayatla ve sokakla aram ise, hep iyi oldu"

" Serseri miydin yani lisedeyken"

" Yok öyle şeylere özenmedim hiç. Ama öyle görenler olduysa bilmem, ben sadece, canım ne istiyorsa onu yaptım hep. En büyük meraklarım da tahmin edeceğin gibi araba, seks, spor ve içip dağıtmak oldu lisedeyken"

Bu çocuk benim olmak istediğim insan modeli adeta.

" İstersen bu gün dersi erteleyelim. Şu portakal sularının içine votka koduralım" dedi.

" Sen bilirsin ama, bence çalışalım"

" Neden önemsiyorsun bu kadar dersleri, hayatını yaşasana biraz"

" Senle beraberken yeterince yaşıyorum zaten. Ben sana ders anlatırken bile eğleniyorum. Sen konuyu anladığında seviniyorum. Anlamazsan tekrar anlatmayı seviyorum... Yani sen yanımda ol yeter. Ne yaptığımızın bir önemi yok. Tabii bu arada ikimizin de dersleri iyi olsa fena mı olur?"

" Bilmem hayatım boyunca hep ite kaka öğrencilik yaptığım için alışmışım herhalde. Bir an evvel bitsin okul diyorsun yani"

" Evet çünkü para kazanmak istiyorum, kendi param ve özgürlük"

" Benim pek acelem yok aslında"

" Ben beraber bitirelim isterdim ama"

" Neden"

" Ne bileyim, ama belki, yani, okulu bitirince bana evlenme teklif edersin"

Mert kahkahayı bastı, ben de tabi. Bana doğru uzanıp, yanağımdan ama dudağıma oldukça yakın bir yerden öptü beni. İçerisi çok kalabalıktı ve herkes kahkahamızdan dolayı bize bakıyordu o an. 


Mutluluktan ve biraz da utançtan, kıpkırmızı oldum sanırım, yanıyordu yüzüm 🐹 Ama, ama beni bu kalabalıkta öpmesi, hayatımın sanki en mutlu anı, rüya gibi. Gerçekten de kimseyi takmıyordu Mert. Arkadaşları bize gıcık gıcık bakıyorlar. Sikimizi yesinler 🍆

Demin içeri giren ve Mert'le selamlaşan kız bizim masaya geldi. Mert'le öpüştüler, yanaktan yani. Oturabilir miyim, deyip cevabı beklemeden oturdu. Güzel bir kız. Yüzü, kocaman gözler ve çok tatlı bir ağızdan ibaret adeta. Manga karakterlerine benziyor.

" Seni yurt dışında zannediyordum" dedi Mert.

" Burda olduğunu bilsem gelmezdim diyorsun yani"

" Ne alakası var"

Kız cevap vermedi ve sadece güldü. Sonra bana döndü ve,

" Ben Gökçe, bu kaba çocuk tanıştırmadı bizi"

" Ben de Can"

" Canım benim, yenisi mi oluyorsun sen Mert'in" deyip Mert'e bakıp pis pis sırıtmaya başladı.

Mert çok sinirlendi, suratı gerildi, biraz da yüksek sesle,

" Masana dön hemen"

Kız kıpırdamayınca, Mert ayağa kalktı ve onu da kolundan tutup ayağa kaldırdı. Bunu gören, kızın cafeye beraber geldiği iki erkek de geldiler. Onlar gelince bu sefer diğer masalardaki Mert'in arkadaşları olan erkekler de geldiler. 

Bir olay olacağını anlayan ve sanırım çoğu da birbirini tanıyan herkes ayaklandı. Ortam sanki kavga çıkacakmış gibi gerginleşti. Herkes birbirine bakıyor. Mekan sahibi ise, uzaktan olayı izliyor sadece, garsonlara da eliyle durun işareti yaptığını gördüm. Mert de gördü bunu sanırım.

Hala sırıtarak bakan Gökçe'ye sonra da kızın erkek arkadaşlarına sertçe baktı ve,

" Sabri abiye dua edin" dedi başıyla mekan sahibini işaret edip.

Sonra da bana döndü ve,

" Hadi gidiyoruz" 

Hesabı bile ödemeden çıktık.

≈≈≈

Çok sinirli. Arabada susuyor sadece, ben de bir şey diyemiyorum, siniri geçsin diye bekliyorum.

" Seni yurda bırakayım mı?" dedi.

Allahın belası Gökçe orospusu herşeyin içine etti. Oysa ne mutluyduk orda. İçimden ilk defa birine ana avrat küfretmek geçiyor. Ne demeliyim acaba, ondan ayrılmak ve yalnız kalmak istemiyorum. En çok da bu Gökçe kim onu merak ediyorum. Anlaşılan ex sevgili filan... off delirecem... ne cevap vereceğimi düşünüyorum... bulamıyorum... 

" Duydun mu beni, Can? Yurda gitmek istiyor musun?"

Duydum ama duymak istemiyorum ❗️

Senden ayrılmak istemiyorum 💔

Yurtta yalnız başıma kalıp, bu kız kim diye, delirmek istemiyorum 😡

Beni anla istiyorum, konuşmadan ama 🐾

Anla işte beni bırakma istiyorum 💕

O kız önemli biri değil, bokun teki işte, DE istiyorum 🚾

Sadece beni sev istiyorum ©

Ben sadece ve hayat boyu seni seveyim istiyorum 👍

Yoksa ağlamaktan ölürüm, bunu bil istiyorum 💦

" Hani ders çalışıcaktık" diyebildim sadece ağlamaklı.

" Çok sinirlendim Gökçe'ye, o nedenle bugün off geçelim"

Yüzü hala sinirden gergin. O nedenle şu an Gökçe'yle veya bu olayla ilgili konuşmamak en doğrusu, sanırım. Meraktan geberecek olsam da, yine sustum. Hep herkesi mutlu edebilmek için... Ben... Offf... İşte, her zaman ki gibi.

Bir yarım saat filan mutlu olduk ya, söylediklerime kahkahalarla güldü ya, ben de güldüm ya, bunun üzerine herkesin içinde beni öptü ve dünyanın en mutlu insanı yaptı ya, durma sakın, al intikamını, kahpe kader...

" Tamam nasıl istersen, yarın çalışırız"

Çok kurnazım, yarını garantiye alacağım aklım sıra. Cevap vermedi. Cama doğru döndüm ve ağladım, ona belli etmeden ama. Hiç konuşmadan yurda geldik. Beni bırakırken öpücek mi acaba? Geldik, bana bakıyor, çıkayım arabadan diye. Ben inemiyordum ki.

Gözlerim hafif yaşlı, ona uzandım öpmek için, hiç olmazsa kokusu bende kalsın da gece uyuyabileyim diye. Neyse ki öptü ve nefesimi sonuna kadar çektim. Odama kadar nefes almadan dayanabilsem keşke onun kokusu içimde.

≈≈≈

Gece sabaha kadar hiç uyuyamadım. Yatakta gözlerim tavanda, masada boş boş bilgisayara bakarak veya camdan dışarıyı seyrederek... Birden, kış güneşi doğmaya başladı, kara bulutların arasından, ben camdan bakarken... Umutlandım...

Hemen duş aldım ve kalınca giyindim üşümeyeyim diye. Kütüphaneye gittim. Beni anlayan tek yer. Saat daha 6. Önce, İşletmeciler İçin Matematik, kitabını aldım. Mert'lerin dersi. Saat 8'e doğru, devirdim kitabı.

Yan masaya fırlattım, patt diye ses çıktı, kalındı kitap. Hoşuma gitti bu ses. Sanki Gökçe'nin kafasına attım... (Pis karı). Neyse ki, görevli yoktu ortalıkta. Benim gibi bir kaç deli vardı. Onlar da şöyle bir baktılar sadece. Aynı cinsten olduğumuz için bulaşmadılar ama. Bizim gibilerden kimseye zarar gelmez...

≈≈≈

Dün de Mert'imle yemeğimizi tam yiyemeden kalktık. Karnım çoğu zaman olduğu gibi sırtıma yapışmak üzere. Kantine gittim, kaşarlı tost ve ayran, temel gıdam. Neyse ki, kantinci abi beni seviyor, ben söylemeden içine domates de koydu; yaşasın. 

Emel'e mesaj attım, işin yoksa gel, diye. Biriyle konuşmazsam deliricem. O biri de sadece, bir kişi zaten, Emel yani. Emel tam anlamıyla okulda gossip girl oldu. Nasıl olduysa müthiş bir network kurdu. Hemen herkesin - yani onun için önemli herkesin - ne yaptığını biliyor, bir şekilde. 

Amanın en istemediğim şey Murat'la beraber geliyor, Emel, beş dakika sonra. Murat'la ilk karşılaşıyoruz, Mert silindirinden geçtikten sonra, yoktu okulda dün. Tabii önceden Emel tarafından enforme edilmiş, şaşırmadı. 

Sadece merakla bakıyor ve gözlerinin içi gülüyor sanki , sapık. Emel iyicene ortam kızı olmuş artık, bu da hoşuma gidiyor aslında, yani onun gibi biriyle arkadaş olmaya ihtiyacım var. Ama bana bulaşmadığı sürece tabii.

" N'ooldu koçum, iyi misin"

Emel, ve yeni imajı bu. Koçum? Delirdi bu kız iyicene. Birini bulsa keşke. Haluk buna dönmediği sürece, o da, feminen haline dönemeyecek herhalde.

" İyiyim sadece bir merhaba diyeyim dedim dersten önce"

Murat'ın yanında konuşamayacağımı anladı. Murat'a dönüp,

" Hadi annem sen uza biraz, konuşucaklarımız var bizim" 

Murat çok bozuldu. Sanırım bana yine asılmayı veya biraz kafa bulmayı planlıyordu. Ama annesi izin vermedi işte, şimdilik yaşasın Emel o zaman.

Emel'e cafede olanları anlattım. Oldukça ilgisini çekti konu gossip girl'ün. İyi ki de. Ben de bundan güç alıp, sordum;

" Gökçe denilen kız kim, öğrenebilir misin?"

" Ben de " dedi, elini göğsüne götürüp.

Emin ellerdeydim şimdilik.

" Hadi derse gidelim" dedi.

" Hemen geliyorum, tuvalete gidicem"

Doğruca Mert'lerin bugün dersinin olduğu sınıfa gittim. Elif ordaydı. Bütün şirinliğimle yaklaşıp,

" Günaydın" dedim ve Mert'i sordum.

" Sabah erken dersimiz vardı ona da gelmedi. Ortada yok ben de merak ettim ama telefona da cevap vermiyor"

≈≈≈

Derse girdim. Ama bir şey dinlememin imkan yok. Bir saat dayanabildim ve mesaj attım.

can ► mert

selam kızma ama çok merak ettim okulda da yoksun iyi misin

Öğlen oldu bir cevap yok. Nerdeyse çocukluğumda olduğu gibi tırnaklarımı yemeğe başlayacağım. Çok merak ediyorum. Emel'le yan yana oturuyoruz - her zaman olduğu gibi - beni teselli etmeye çalışıyor. Ama meraktan çıldırmak üzereyim. En sevmediğim şeyleri yaptırıyor aşk bana. Kendimden nefret ederek; önce bir cevapsız çağrı yaptım ve tekrar mesaj attım,

can ► mert

mert lütfen telefona bak ve bi cevap yaz meraktan ölüyorum

Öğleden sonra 2 gibi cevap yazabildi ancak.

Mert ▶︎ Can

iyiyim merak etme gece geç yattım ve yeni uyandım

Can ▶︎ Mert

ne yaptın ki

Mert ▶︎ Can

cihanla kafayı çektik

Can ▶︎ Mert

gelicen mi okula

Mert ▶︎ Can

yok gelmem artık

Can ▶︎ Mert

ben geleyim mi çok özledim seni

Mert ▶︎ Can

gelebilirsen gel ben çıkmayacağım

Can ▶︎ Mert

geliom uçarak

Zaten iki ders kaldı ve ben de ders dinleyecek hal yok. Çıktım okuldan sabrım kalmadı, taksiye atladım ve Mert'ime doğru kanat açtım. Taksideyken Emel'den mesaj geldi.

Emel ▶︎ Can

senin gökçe karısı mertin teyzesinin kızıymış

Oha ...

≈≈≈

Mert'in güzelim gözleri kan çanağı gibi. Anlaşılan çok içmişler. Ve bu kadar içmesinin sebebini çok merak ediyorum. Sormakla sormamak arasında gidip geliyorum.

" Kızmazsan sorabilir miyim, bu kadar çok içmenin bir sebebi var mı?"

" Sormasan daha iyi. Belki daha sonra anlatırım"

Bu da iyi en azından sanane demedi. Teyzesinin kızıysa aralarındaki bu gerginliğin nedeni ne acaba, yoksa bir ensest vakası mı? Fazla seks düşkünü Mert böyle bir şey yapmış olabilir mi? İyice saçma sapan düşünceler kafamda... Çözemeyeceğim kadar karmaşık.

" Kahvaltı ettin mi" diye sordum.

Erkeğime hizmet aşkıyla doluyum sanırım.

" Kahvaltı edecek halim yok sağ ol. Gece kanepede uyuya kalmışım, her tarafım tutulmuş. Önce bir duş alıyım, sonra sütlü bir nescafé iyi gider"

Sütü ısıttım ama içine ne kadar nescafé konur onu bile bilmiyorum. Geçen gün kendime hazırladığıma bir kaşık atmıştım ama iyi olmamıştı tadı. Tam bir mutfak kezbanıyım anlayacağınız. Bu sefer iki kaşık attım. Deneme yanılma, yakında bir mutfak kızı olacağım merak etmeyin.

Duş iyi gelmiş, Mert façayı düzeltmiş baya. Mis gibi de kokuyor. Altında sadece boxeri var, erkekliği belli oluyor. Ve ben saldırmamak için... Yanlış anlamayın dudaklarına... Yapışmamak için kendimi zor tutuyorum. İşin doğrusu arkamın acısı hala tam geçmedi azdırıp yeni muharebelere neden olmak istemiyorum.

Dalgın ve baygın bakmışım sanırım,

" Hayırdır neler geçiyor aklından"

" Hiç öyle dalmışım"

Konuyu değiştirmem lazım.

" Sabah erken kalktım, daha doğrusu gece hiç uyuyamadım, sabah da kütüphaneye gittim ve sizin matematik dersine çalıştım, istersen beraber çalışabiliriz" 

" Neden uyuyamadın gece?"

" Anlatırım ama kızarsın"

" Off Can, yine çocuklaştın hem kızıcaksın diyosun hem de meraklandırıyorsun, söyle"

Yaşasın sevgilim, benimle ilgili birşeyleri merak edermiş. Kurban olurum ben sana 🐑 .

" Sen konuşmak istemiyorsun ama, hani diyordun ya, ben karşımdaki insanlar açısından pek bakamam olaylara diye, ama deneyeceğini de söylemiştin, yani şu anlık biraz değişiklik yapsan ve benim açımdan baksan, lütfen bu seferlik"

" Şimdi harbiden kızacam ama ne söyleyeceksen söyle artık dolandırıp durma lafı❗️"

" Tamam kızma. Dün benim yüzümden nerdeyse kavga edicektiniz, ama hiç bir şey anlatmıyorsun bu konuda, sen olsan benim yerimde çatlamaz mıydın meraktan, işte bu yüzden uyuyamadım. Ve inan bana eğer anlatmazsan hiçbir şey, bu gece de uyuyamayacağım kafamda kurup duruyorum anla işte"

Off söyledim sonunda, yoksa çatlayacaktım.

" Senle ilgili bir şey yok merak etme ve kurma kafanda hiç bir şey, rahat ol"

" Mert allah aşkına görmüyor musun sana nasıl manyakça aşık olduğumu, neler yaptın bana gıkım bile çıkmadı, sen kalkmış seni ilgilendirmez, diyorsun, senle ilgili olan bir şey elbette beni ilgilendirir, bütün hayatım sensin sonuçta anlasana ya..."

Burda koptum, neden bilmiyorum ağlamaya başladım birden. Senle ilgili bir şey yok, diyor ya delirecem... Salonda o kanepede ben koltukta oturuyordum, eliyle gel işareti yaptı, gittim yanına, kucağına çekti beni.

Öpmeye başladı yüzümü ve dudaklarımı. Suratım gözyaşlarımla doluydu, öptü onları yaladı. Ben onun kucağında, sahibine aşık bir kedi gibi mutluydum o an...


≈≈≈

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Liseden Üniversiteye 2 ~ ilk

Sarı Şey 3 ~ bunun intikamını alacam ama

Sarı Şey 17 ~ sorun değil iyi eğlenceler